🎉 Hz Isa Öldü Mü Ayet

İsaMesih, kendisini hakkında gerçekleşmeden önce verdiği sözler. SORU: İsa gerçekten öldü mü? İsa onu biliyor ve öleceğine dair sözleri söylüyor muydu? * İsa, din bilginlerinin elinde çok acı çekeceğini, öldürüleceğini ve ücüncü gün dirilmesi ÖZET: İsa’nın acı çekmesi ve öldürmesi ile ilgili ayetler 35 İsanın yüzüne çeviriyor. Ve tabiî gelenler, acele Hz. İsa diye havariyi yakalıyorlar; o ihanet eden 13. havariyi. Ve götürüyorlar. Sonra da biliyorsunuz, geriyorlar onu salibe. Ve böylece yüzü, Hz. İsa’nın yüzü olduğu için herkes, Hz. İsa’nın asıldığını, o salibe gerildiğini ve bu sebeple ölenin Hz. İsa Bu ayet, Hz. İsa (as)'ın ölümünün kast edilmediğine delildir. .. Ayette geçen, "et-teveffi" sözü, beden olmaksızın sadece ruhun veya ikisinin ölümünü, ancak başka bir karineyle (konuyu bu anlamda açıklayan başka bir delilin varlığı ile) gerektirir. İsa’dan sonra kendi dinlerini bir çeşit putperestlik anlayışa doğru kaydırıp azizlere, havârîlere ve râhiplere tapmaya başladılar. Kiliselerine sözüm ona Hz. İsa, Hz. Meryem, havâriler, melekler ve hûrilerin heykellerini yerleştirdiler. 431 yılında Papa Kurulu bir araya gelerek Hz. İsa’nın Tanrı olduğunu ve Hz. Güneş tanrısı inancı ile birleştirdiler. Her yerde, her resimde, her tasvirde onun başına güneşi eklediler. Güneş ve Hz.İsa onlar için aynı hale geldi. Bunu da bir güzel insanlardan gizlediler ve yüzyıllar içerisinde bu inancı iyice yerleştirdiler. Böylece, Hz.İsa’yı ve onun yaydığı mesajları unutturdular. HzMeryem; İsâ Aleyhisselâm, on iki yaşını tamamlayıncaya kadar, böyle yap­mağa devam etti. [79] Hz.Meryem; Mısır halkından, bir çiftlik ağasının evine konuk olmuştu. Çiftlik ağasının evinde yalnız fakirler ve yoksullar, otururdu. O sırada, Çiftlik ağasına âid bir mal, saklandığı yerden, çalınmıştı. Ayetlerdede bildirildiği gibi, Hz. İsa'yı öldürmek için harekete geçilmiş, tuzak kurulmuştur. Ancak bu kişiler Hz. İsa'yı öldürmeyi başaramamış, onun bir benzerini, Hz. İsa zannederek öldürmüşlerdir. Allah, Hz. İsa'yı Kendi Katı'na yükselterek, hazırlanan tuzağı boşa çıkarmıştır. Oysa Romalıların Hz. 1- hz.isanın kesinlikle ölmediğini ve çarmıha gerilmediğini. 2- bir mücizeyle onun şekli simasi hayın olan yahuda’nın şekline geçtiğini. 3- dört yakın melekler tarafından göğün üçüncü katına taşındığını. 4- yüce allah’ın nasıl hz.meryemi ve onun öğrencilerini, hz.isa’yı dünya sevgisiyle. sevdikleri İsa (a.s)"a ait mucizelerden biri de ona ve havarilerine (ashabına) Allah katından maidenin (rızk sofrasının) inmesidir. Kur"an-ı Kerim bu hususu şöyle beyan ediyor: Bir vakit havariler: Ey Meryem oğlu İsa! Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi? demişlerdi. İsa da: Eğer mü"minseniz (Allah"a ve benim peygamberliğime Misyonerlikcom HZ. İSA ÖLDÜ MÜ? YOKSA YERYÜZÜNE DÖNECEK Mİ? Özellikle geleneksel din anlayışına sahip olanlar, bazı uydurma hadislerden yola çıkarak Hz. İsa’nın ölmediğine inanırlar. Bu yönde iddialarda bulunurlar. Kuran’da ise bunun tam tersini söylemekte ve Hz.İsa’nın vefat ettiğini açıkça bildirilmektedir. İsaöldü mü , gelecek mi , ne zaman? Ve: "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük" demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Nisasuresinin bu 159.ayeti Hz.İsa’nın tekrar dünyaya geleceğine de işaret etmektedir. Hz. peygamber’in (s.a.v) sahih hadisleriyle haber verdiği Hz. İsa’nın inişi haberi o kadar çok sahabeden nakl edilmiştir ki,hadisler manaları yönünden mütevatir haber olmuştur. Günümüzde çok değerli yazarlarımızdan bir kaçı “Hz. nDHB. İsa çarmıhta veya başka bir surette öldürülmemiştir. Öldürdükleri kişi, onlara İsa gibi görünmüştür. Bu yüzden öldürdükleri kimsenin İsa olduğu zannına kapılıp "Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük" diye düşünmüşlerdir. Taberi'nin anlattığı farklı bir rivayette, havarilerden birisi İsa'ya ihanet Kurana göre Hz isa öldü mü?2 Isayı neden öldürdüler?3 Kuran’da Hz İsa nasıl öldü?4 Hz İsa göğe yükseldi mi?5 İsa kim öldürdü?6 Hz İsa neden gökten inecek?7 Hz İsa nin yerine kim çarmıha gerildi?8 Hz İsa kim öldürdü?Kurana göre Hz isa öldü mü?Kur'an'a göre İsa çarmıha gerilmemiş, ancak Tanrı tarafından fiziksel olarak göğe yükseltilmiştir ve dolayısıyla hiç neden öldürdüler?Yazarlara göre Hz. İsa Roma'nın ağır vergi sistemine, Yahudi otoritelerinin sömürüsüne ve Yahudi sarraflara başkaldırdığı için Hz İsa nasıl öldü?İsa'ya tanrılık veya tanrının oğlu gibi sıfatların onun vefatından sonra yakıştırıldığını söyler. Kuran, Hz. İsa'nın idam edilerek ölmediğini kesinlikle ifade etmektedir. 'Onlar İsa'yı öldürmediler, asmadılar fakat onlara öyle İsa göğe yükseldi mi?Hristiyan öğretisindeki miraç günlerinden biridir. İsa'nın öldükten 3 gün sonra dirildiğine ve birçok insana görüldükten sonra, 40. günde havarilere görünüp, göğe, Tanrı'nın yanına yükseldiğine inanılır. İsa'nın Göğe Yükselişi Bayramı'nın tatil günü olmadığı ülkelerde, bayram hemen ardından gelen pazar günü kim öldürdü?Romalı tarihçiler Josephus ve Tacitus'a göre göre İsa, vali Pilate tarafından çarmıha İsa neden gökten inecek?İsa'nın gökten yere inmesi, güneşin batıdan doğması gibi peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin haber verdiği kıyamet alâmetleri haktır.” Bu ayette Hz. İsa'nın kıyamet için bir bilgi olduğu belirtilerek ahir zamanda onun tekrar dünyaya döneceğine işaret İsa nin yerine kim çarmıha gerildi?İslâmî rivayetlere göre çarmıha gerilen kişi, Îsâ'nın yerini yahudilere ve Roma makamlarına gösteren Yahuda İskaryot'tur. Hain Yahuda tam Îsâ'yı ele vereceği sırada Îsâ'nın sûretine büründürülmüş ve Îsâ yerine çarmıha kendisi İsa kim öldürdü?Romalı tarihçiler Josephus ve Tacitus'a göre göre İsa, vali Pilate tarafından çarmıha yollandı. “Halbuki onu öldürmediler, onu salbetmediler asmadılar da. Onlara İsa gibi gösterildi. Aksine, Allah onu kendine yükseltmiştir." Nisa, 157-158 “Ey İsa, seni ancak ben öldüreceğim. Yani, seni inkârcıların öldürmesinden koruyacağım. Ve seni kendi ecelinle öldüreceğim. Seni kendime yükselteceğim. İnkârcılardan temiz kılacağım.” Âl-i İmran, 3/55 Birinci ayette Yahudilerin çarmıha gererek öldürdükleri şahsın as. olmadığı, ona benzetilen bir başka kişiyi öldürdükleri açıkça beyan edilmektedir. Tefsir alimlerinin çoğunluğu,”onun öldürülmeyip Allah’a yükseltildiğinden” hareket ederek, bedeniyle birlikte dördüncü kat semada yaşadığını ifade etmişlerdir. İkinci ayette, gelecek zaman kullanılmıştır. Bu ayete göre de onun ölmüş olduğu kesin değildir, ancak kıyametten önce mutlaka ölümü tadacaktır. Bunun ne zaman vuku bulacağı ise ayette açıkça ifade edilmemişti. Bu noktada iki ayrı görüş ortaya konulmuş bulunuyor. Birisi, semaya yükseltilmesini müteakip ölümü tattığı, ikincisi ise kıyamete kadar bu hal üzere bekleyip kıyamete yakın tekrar yere ineceği ve bu inişten sonra öleceği. Bu ikinci şıkkı akıllarına sığıştıramayanlar işi münakaşa ortamına çeker, bunun olamayacağını, yıldızlar aleminin çok ötesindeki dördüncü kat semada bir insanın canlı olarak kalamayacağını savunurlar. Bu noktada şunu söylemeden geçemeyeceğim Cenab-ı Hak insan ruhunu yerde iken de semalara yükseldiğinde de atmosfersiz yaşatır; yeme ve içmeye muhtaç olmaksızın hayatını devam ettirir. Ruh için ve melekler için koyduğu bu kanunu, Hz. İsa’nın semaya ref’edilen bedeni için de icra etse, buna kim ve hangi mantıkla karşı çıkabilir? Nitekim, tefsirlerde onun bedeninin “yeme, içme, şehvet ve sair alakalardan kurtarılmış olarak meleklerin karargâhı bir makama yükseltildiği” önemle vurgulanır. Bu ayette öncelikli olarak üzerinde durulması gereken kısım, "seni Ben vefat ettireceğim" cümlesidir. Ayette yer alan "vefat ettirmek" kelimelerinin anlamları incelendiğinde ortaya önemli bir gerçek çıkmaktadır. "Vefat ettirmek" Türkçede kullanılan ölüm anlamından farklı anlamlara gelmektedir. Türkçe meallerde öldürme ya da vefat ettirme olarak çevrilen kelime, Arapçada "teveffa" kökünden türemiştir ve bu kelime ölüm manasına değil, "canın alınması", "teslim alınması" manalarına gelmektedir. İnsanın canının alınmasının ise her zaman ölüm anlamına gelmediği yine Kuran'da bize bildirilmektedir. Örneğin "teveffa" kelimesinin geçtiği bir ayette insanın ölümünden değil, uykuda canının alınmasından bahsedilmektedir Allah, ölecekleri mevt zaman canlarını alır teveffa; ölmeyeni de uykusunda canını alır lem temut. Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı el mevte verilmiş olanı tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir... Zümer Suresi, 42 Ne zaman onlara Allah Katından yanlarındakini doğrulayan bir elçi gelse, kitap verilenlerden birtakımı, sanki bilmiyorlarmış gibi Allah'ın Kitabı'nı arkalarına attılar. Bakara Suresi, 101 Bu ayette "vefat ettirme" olarak tercüme edilen kelime ile, Al-i İmran Suresi'nin 55. ayetinde kullanılan kelime aynıdır, yani her iki ayette de "teveffa" kelimesi geçmektedir. İnsanın, gece içinde bulunduğu durum ölüm olmadığına göre yukarıdaki ayette kullanılan "teveffakum" kelimesi ölüme işaret etmemekte, "geceleyin canlarınızı alan" anlamına gelmektedir. Eğer "teveffa" kelimesi ölüm anlamında kullanılacaksa, o zaman tüm insanların her gece uyuyarak geçirdikleri vakitte biyolojik olarak öldüklerini söylemek gerekecektir. Bu durumda Hz. İsa'nın da hayatı boyunca uyuduğu her gece öldüğünü, diğer bir deyişle binlerce kere öldüğünü iddia etmek gerekir ki, bu akla ve mantığa aykırıdır. Uykunun bir tür vefat olarak değerlendirildiğini, ancak bununla biyolojik ölümün kast edilmediğini gösteren örneklerden biri de Peygamber Efendimiz sav'in uykusundan kalktığı zaman "Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah'a hamdolsun" dediğini bildiren hadis-i Hiç şüphesiz, Hz. Muhammed sav bu hikmetli sözüyle, uyunduğu zaman biyojik manada ölüm gerçekleştiğine değil, uyuyan insanın bizim anladığımızdan farklı bir anlamda "canının alındığına" dikkat çekmiştir. Ünlü İslam alimi ve müfessir İbn Kesir de, Al-i İmran Suresi'nin tefsirini yaparken, diğer pek çok delil ile birlikte söz konusu hadis-i şerifi kullanmıştır. İbn Kesir'in tefsirinde, "teveffa" kelimesinin uykuya işaret ettiği, aynı kelimenin diğer ayetlerde ne şekilde yer aldığı gösterilerek açıklanır. Bu açıklamaların ardından, İbn Kesir, İbn Ebu Hatim'den rivayet edilen bir hadisi de kullanarak kanaatini şöyle ifade eder İbn Ebu Hatim diyor ki; "Bize babam... Hasan'dan rivayet etti ki, o, 'Seni vefat ettireceğim..." ayeti hakkında şu açıklamada bulunmuştur Burası, 'Seni uyku ölümü ile öldüreceğim, yani uyutacağım' anlamındadır ki, Allah Teala Hz. İsa'yı uykuda iken göğe kaldırmıştır... Cenab-ı Hak, Hz. İsa'yı şüphe götürmeyen bir gerçek olarak, uyku ile vefat ettirdikten sonra göğe çekmiş ve o dönemde kendisine eziyet eden Yahudilerin eziyetlerinden İslam alimlerinden Muhammed Zahid el-Kevseri ise, "teveffa" kelimesinin anlamını incelerken, ayette bu kelimenin ölüm manası taşımadığını ifade etmiş ve Zümer Suresi'nin 42. ayetinde geçen "mevt" kelimesine dikkat çekmiştir Eğer Hz. İsa ölmüş olsaydı ki bu doğru değildir, "Allah ölüm vakti gelen nefisleri vefat ettirir." Zümer Suresi, 42 mealindeki ayette yer alan ve ölüm anlamına gelen "mevt" kelimesi bildirilmezdi... Şayet iddia edildiği gibi Allah-u Teala adi ölümü biyolojik anlamda ölümü bildirmiş olsaydı, bu açıkça haber verilirdi. Madem ki Allah, Yahudilerin Hz. İsa'yı öldürmediğinden, vefattan ve göğe yükselmekten bahsetmektedir, o halde burada normal ölümün dışında bir mana Kevseri ile aynı dönemde yaşamış olan Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi ise, Zümer Suresi'nin 42. ayetini delil olarak göstererek, "Şayet teveffa kelimesini, "öldürme" anlamında alsaydık, ruhların da ölmesi gerekmektedir." yorumunu Nitekim İslam alimi Mevdudi'nin Kuran tefsirinde de, Al-i İmran Suresi'nin 55. ayetinde geçen Maide Suresi'nin 117. ayetinde de aynı kelime kullanılmaktadır "müteveffi" kelimesi için şu açıklamada bulunulmaktadır Arapça metindeki "müteveffi" kelimesi, "teslim almak" ve "can almak" anlamlarına gelen 'teveffa" kelimesinden gelir; fakat burada mecazi anlamda kulanılmıştır. Burada "görevden alma" anlamına İslam tarihinin ilk müfessirlerinden biri olarak kabul edilen Maturidi de, ayette Hz. İsa'nın bilinen biyolojik anlamda ölümünden bahsedilmediğini ifade etmiştir Ayette kast edilen şey, ölüm anlamındaki vefat değil, bedenin dünyadan alınması anlamındaki İslam alimleri, teveffa kelimesinin ayette geçen hali olan "müteveffiyke" kelimesini yorumlarken Hz. İsa'nın ölmediği, Allah Katına yükseltildiği ve kıyametten önce yeryüzüne tekrar döneceği konusunda ittifak sağlamışlardır. Örneğin, ünlü tefsir alimi Taberi, "müteveffiyke" kelimesinin "yerden almak" manasında kullanıldığını ifade eder ve ayeti şu şekilde açıklar Bize göre en sıhhatli görüş bu kelimeyi "kabzetmek", "yerden çekmek" manasında almaktır. Buna göre ayetin anlamı; "seni yerden alıp, göklere çekerim" şeklinde olur. Ayetin devamı da, ahir zamanda inkarcılara karşı olan galibiyete dikkat çekmekle bu fikri teyid eder Bu açıklamanın devamında Taberi, "müteveffiyke" kelimesinin anlamı ile ilgili diğer yorumlara da yer vermektedir. Kelimenin bir tür uyku olarak açıklanması da, İslam alimleri arasında kabul gören bir yorumdur. Mısırlı alim Halil Herras, Hasan Basri'ye göre bu ifadeden maksadın "Ben seni uyutup, uyku halindeyken kaldırıp Katıma yükselteceğim" olduğunu ifade eder. Celaluddin es-Suyuti ise tefsirinde, sahih hadislere dayanarak Hz. İsa'nın ölmediğini açıklar ve şöyle der O halde Hz. İsa göğe çıkarıldı ve kıyametten önce gelecektir. Yazılar birçok farklı kaynaktan elde ediilmiştir. Aradığınız kelime sarı renk ile işaretlenir. Yazı boyutu WhatsApp Yazıcı Hazret-i İsa ölmedi, göğe kaldırıldı Sual Hazret-i İsa öldürüldü mü yoksa göğe mi kaldırıldı? CEVAP İsa aleyhisselam öldürülmedi, göğe kaldırıldı. Allahü teâlâ, Nuh aleyhisselamı tufandan, İbrahim aleyhisselamı ateşten kurtardığı gibi, İsa aleyhisselamı da, yahudilerin elinden kurtarmış, Hazret-i İsa’ya ihanet ederek bulunduğu yeri haber veren, yahudi casusu bir münafığı, Hazret-i İsa’ya benzeterek onu öldürtmüştür. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki Yahudiler, İsa’yı öldürmek için, tuzak kurdular; Allah da onların tuzaklarını bozdu. Allah, tuzak kuranların, hilekârlığa karşı ceza verenlerin, en güçlüsü, en hayırlısıdır. [Al-i İmran 54] Allah buyurmuştu ki Ey İsa, seni nezdime yükselteceğim [Al-i İmran 55] Allah’ın resulü Meryem oğlu İsa’yı öldürdük dedikleri için yahudileri lanetledik. Onlar İsa’yı öldürmediler, asmadılar da. Öldürülen, kendilerine İsa gibi gösterildi. [Nisa 157] Doğrusu Allah onu [İsa aleyhisselamı] kendi nezdine kaldırmıştır. [Nisa 158] Sual İsa aleyhisselamın öldüğü Al-i imran suresinin 55. âyetinde yazmıyor mu? CEVAP Ziyaulkulub Cevap veremedi kitabında diyor ki Al-i imran suresinin mealen buyuruldu ki [Hatırla ki] Allah, İsa’ya muhakkak ben seni yerden [en mükemmel şekilde] alıp, meleklerin makamına yükselteceğim [dedi] Bu lafız sıfattır, Müteveffike yani seni öldüreceğim manasına değildir. [El-müncid lügat kitabında teveffa kelimesine Hakkını tam olarak almak manası verilmiştir. Bu, şanına layık olanı vermek demektir. Öldürmek manasında mecazen kullanılmaktadır.] Yani bu âyet-i kerimenin meali, Ben seni öldürürüm ve yükseltirim demek değil, Ben senin şanına layık olanı yaparım, meleklerin makamına yükseltirim demektir. Allahü teâlâ dilerse yükseltir. Allahü teâlâ, İsa aleyhisselamı yükseltmeyi dilemiş ve yükseltmiştir. Yahudiler tarafından öldürülmesini dilememiş ve çarmıha başkasını gerdirmiş, Onu öldürtmemiştir. Bunun için, bazı tefsir âlimleri teveffi kelimesine almak manasını verip, Yahudilerin katlinden hıfz etmek için, yerden seni kâmilen alır kabz ederim meali ile tevil etmişlerdir. Sual Polonyalı Yahudi dönmesi M. Esed’in, internetteki şu suallerine bir cevap verir misiniz? 1- İsa'nın tekrar dünyaya gelmesi, Kur’an ile çelişmiyor mu? Son peygamber olan Muhammed'den sonra İsa gelemez. Eğer gelirse son peygamber İsa olmaz mı? Eğer İsa peygamber olarak gelmeyecek denirse, o zaman da İsa’nın peygamberliği inkâr edilmiş olmaz mı? CEVAP Bir Müslüman, İsa veya Muhammed diye konuşmaz. Aleyhisselam der veya en azından hazret kelimesini kullanır. Bu ifadeler dönmemiş olduğunu, yani Yahudiliğe devam ettiğini göstermez mi? Hazret-i İsa son peygamber olarak değil, son peygamber Muhammed aleyhisselamın dinine hizmet etmek üzere peygamber olarak gelecektir. Bir peygamber, başka peygamberin dinini yayabilir. Mesela Harun aleyhisselam, Musa aleyhisselamın dinini, Yahya aleyhisselam Hazret-i İsa’nın dinini yaymak üzere peygamber olarak gönderilmiştir. Sual 2- İsa gelince Kur’anı inkâr etmeyeceğine göre, kendisinin peygamber olduğunu bildiren âyetlere de inanacaktır. Bu durumda Muhammed'in son peygamber oluşunu inkâr etmiş olmaz mı? CEVAP Hâşâ Hazret-i İsa, kendisinin peygamber olduğunu niye inkâr edecek ki? Ben Allah’ın peygamberi İsa’yım, son peygamber Muhammed aleyhisselamın dinine hizmet etmek üzere Allahü teâlâ beni göndermiştir diyecektir. Sual 3- Hadis kitaplarınızın iddia ettiği gibi İsa dünyaya tekrar gelse, kendisinin peygamber olduğuna dair Kur'an âyetlerine inanacak mı? CEVAP Hadis kitaplarınız diyorsunuz, hadis kitapları sizin değil mi? Allah’ı kabul eden Resulünün sözlerini kabul etmez mi? Senin gerçekten dönme olmadığın anlaşılmaktadır. Hâşâ Hazret-i İsa, Kur’an âyetlerine niye inanmasın ki? Onları yaymak için gelecektir. Sual 4- İsa peygamber dünyaya tekrar gelse, Muhammed, son peygamber unvanını koruyabilir mi? CEVAP Daha da kuvvetlenir. Son peygamber Muhammed aleyhisselamın dinini yaymak üzere geldim demesi, İslamiyet’e hizmet etmesi, kendisine, annesine ve yüce Allah’a yapılan iftiralara bizzat cevap vermesi, Kur’an-ı kerimin doğruluğunun teyit edilmesine sebep olur. Sual 5- İsa geldiğinde bazı haramları helal edeceğine dair hadislere ne diyorsunuz? CEVAP Öyle bir hadis yoktur. İslamiyet’le hükmedecektir. Dinimizdeki dört delilden ikincisi olan hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki Allah’a yemin ederim ki, Meryem’in oğlu İsa, âdil bir hakem olarak aranıza inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, İslam’dan başka şeyi kabul etmeyecektir. Mal o kadar çok olacak ki, kimse dönüp de bakmayacaktır. [Buhari] İsa, âdil bir hakem olarak indiği zaman kin, nefret ve haset kalkacaktır. [Müslim] Deccal çıkınca, İsa gelecek, Deccalı helak edecek, bundan sonra iki kişi arasında düşmanlık olmayacaktır. [Müslim] Eshab-ı Kehf, Mehdi’nin yardımcıları olacak ve İsa bunun zamanında gökten inecektir. İsa Deccal ile harb ederken, Mehdi, onunla beraber olacaktır. Bunun hükümdarlığı zamanında, her zamankinin aksine olarak ve hesapların tersine olarak, Ramazan-ı şerifin 14. günü güneş ve ilk gecesinde ay tutulacaktır. [İ. Süyuti] [Açıklama Hadis-i şeriflerde geçen, Domuzu öldürecek demek, domuz avına çıkacak demek değildir. "Domuz eti yemeyi yasaklayacak" demektir. Haçı kıracak, yani Hristiyanlığı kaldıracaktır. Başka bir hadis-i şerifte Mizmarları kıracak buyurulmuştur. Yani her çeşit çalgıyı yasak edecektir.] Sual İsa aleyhisselam nebi mi resul mü? CEVAP İsa aleyhisselam hem resul hem nebi idi. Zaten kitap gönderilen resuller aynı zamanda nebidir. Peygamber efendimiz de hem resul hem nebidir. İsa aleyhisselam ölmedi!.. Sual Hazret-i İsa’nın ölmeyip, göğe kaldırıldığına inanıldığı gibi, öldüğüne inananlar da vardır. Eğer ölmedi ise, tekrar dünyaya indirilip her canlı gibi, O da ölümü tadacak mıdır? Cevap İsa aleyhisselam, Ulül-azm peygamberlerdendir. Allahü teâlâ, Onu babasız yarattı. Annesi hazret-i Meryem’dir. Otuz yaşında Peygamber olduğu bildirildi. Otuzüç yaşında, diri olarak göğe kaldırıldığı, bütün kitaplarda yazılıdır. İsa aleyhisselam ölmedi. Yahudiler, kendisini öldürmek istedikleri zaman, Allahü teâlâ onu diri olarak göğe kaldırdı. Kur'ân-ı kerimde bu husus beyan edilmiştir. Nisâ suresinin 156-158. âyetlerinde mealen; Bir de, Yahudilerin İsa’yı inkârları ve Meryem’e büyük iftirada bulunmaları ve Allahın Resulü Meryem oğlu İsa’yı öldürdük demeleri sebebi ile kendilerini lanetledik, rahmetimizden kovduk. Halbuki onlar İsa’yı öldürmediler ve haça da germediler. Fakat kendilerine bir benzetme yapıldı. [Yehuda, İsa aleyhisselamın şekline sokuldu ve onu astılar.] Bu hususta, kendileri de ihtilafa düşüp, şüphe içindedirler. Onların bu hususta, bir bilgileri de yoktur. Ancak, kuru bir zan peşindedirler. Onlar hakikaten İsa’yı öldürmemişlerdir. Allah, Onu kendi katına yükseltti. Allah azizdir, hükmünde hikmet sahibidir buyurulmuştur. İsa aleyhisselam, kıyamete yakın bir zamanda gökten Şam'a inecek ve Muhammed aleyhisselamın dinine tabi olacaktır. Kendisine az kimse inandı. Kıyamet yaklaşınca Şam’da, Ümeyye Camii'nin minaresine inecek, evlenecek, çocukları olacak, hazret-i Mehdi ile buluşacak, kırk sene yaşayıp, Medine’de vefat edip, Peygamber efendimizin yanına defnedilecektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki Eshab-ı Kehf, hazret-i Mehdi'nin yardımcıları olacaktır ve İsa aleyhisselam bunun zamanında gökten inecektir. İsa aleyhisselam, Deccal ile harp ederken, hazret-i Mehdi, onunla beraber olacaktır. Bunun hükümdarlığı zamanında, her zamankinin aksine olarak ve hesapların tersine olarak, Ramazan-ı şerifin ondördüncü günü güneş tutulacak ve birinci gecesinde ay tutulacaktır. Muhammed Pârisâ hazretleri Füsûl-i sitte kitabında buyuruyor ki “İsa aleyhisselam gökten inip, imam-ı a’zam Ebu Hanife mezhebine uygun ictihad edecek, onun helal dediğine helal diyecek, haram dediğine haram diyecektir.” Ve "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük" demeleri nedeniyle de onlara böyle bir ceza verdik. Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara onun benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiç bir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler. Nisa Suresi – 157 Yukarıda kesin olan bir şey varsa o da Yahudilerin Allah onu da tüm insanlar gibi canını alarak katına ölen herkesin ruhunu kendisine yükseltir. Âyetlerimizi yalanlayanlar ve o âyetlere uymayı kibirlerine yediremeyenler var ya, onlara göklerin kapıları açılmaz. Onlar, deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete de giremezler! Biz suçluları işte böyle cezalandırırız. Araf /40 Fakat yukarıdaki ayete de belirtildiği gibi inkar edenlere semanın kapısı kabir azabına dönerler. Hz. İsa’nın ruhu ise yükseltilerek Rabbine bedenen değil ruhen tüm Müslümanlar gibi yükselmiştir. Doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kaldırılacağım gün selâm esenlik benim Kur’an’daki iki ayette açıkça Hz. İsa’nın vefat ettiği bildirilir Hani Allah, İsa'ya demişti ki "Ey İsa, doğrusu seni ben vefat ettireceğim ve seni Kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda ben hükmedeceğim. Al-i İmran Suresi, 55 "Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiç bir şeyi söylemedim. O da şuydu 'Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.' Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Benim dünya hayatıma son verdiğinde tevefa, üzerlerindeki gözetleyici Sen'din. Sen her şeyin üzerine şahid olansın.” Maide Suresi – 117 Tevratta ve ,incilde son peygamberin geleceği, hatta özellikleri bile yazılıyken inanmamak için son peygamber olarak İsa'nın tekrar geleceği yalanı gibi bazı dinlerde ise bu inanç Mehdi gelecek şekline dönüşmüştür. Hz. Hüseyinin şehit edilmesinden sonraki zamanlarda mehdi ve isanın tekrar gelmesi konusu İslam düşüncesine de girmiştir. İsa aleyhisselamın kıyametten önce tekrar dünyaya geleceğini bildiren bazı hadisler bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi şöyledir “Ruhum yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, Meryemin oğlu İsa, adil bir hakem olarak aranıza inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak,İslamdan başka şeyi kabul etmeyecektir. Mal o kadar çok olacak ki, kimse dönüp de bakmayacaktır. Fakat bir secde, dünya ve dünyadaki her şeyden daha hayırlı olacaktır.” Buhari, Enbiya, 50; Müslim, İman, 71; Tirmizi, Fiten, 54 Bu ve bunun gibi hadisler incelendiğinde hepsinin ana teması şudur İsa ve Mehdi gelecek, sıkıntı ve buhran içinde bocalayan müslümanları kurtaracaktır. Hatta başka bir hadiste “Su kabı su ile dolduğu gibi, yeryüzü barışla dolacaktır. Din birliği de olacak, artık Allah’tan başkasına tapılmayacaktır.” İbni Mace, Fiten, 33 idafesi geçmektedir. Birçok İslam alimi, bu hadislerin sadece Kütüb-i Sitte meşhur altı hadis kitabı’de yer almalarını yeterli görmüşlerdir. Bu eserlerin müelliflerinin Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai, Tirmizi, İbn Mace otoriteleri, bu rivayetlerin eleştirilmesinin önünde doğal bir engel oluşturmuştur. Bu tür hadislerin senedleri sahih olsa bile, bu iddialar metin yönünden Kur’an ile uyuşmamaktadır. İsa aleyhisselamın kıyametten önce geleceğine inanmak, bir inanç konusu yapılmıştır. Halbuki bunu iddia eden alimler, ahad haberle inanç belirlenemeyeceğini söylerler. İsa’nın geleceğini bildiren hadisler ahad haberlerdir. Kuran’a göre Hz. İsa öldü mü, yoksa yeryüzüne dönecek mi? Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim! Şimdi sıra Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne gelişinin Parousia İslami kaynaklardaki durumuna bakalım. Belki bu gelişin İslam Dini’n de olup olmadığı çok önemli olmayabilir. Çünkü Kıyamet Savaşı iddialarının aslı Hıristiyanlık kökenlidir. Hz. Muhammed’ten nakledilen gelişle ilgili sözleri öyle dünyayı tehdit edecek boyutta değil. Bu çalışmada önce Kuran’da Hz. İsa’nın tekrar geri gelip gelmeyeceğini araştıracağız. Kuran’da Hz. İsa’nın ölümü açıkça görülmektedir. Ama tekrar yeryüzüne döneceğinden bahseden net bir ayet bulunmamaktadır. Tekrar geri gelişiyle ilgili olanlarda zorlama yorumlar yapıldığını göreceğiz. Önce ölümünün nasıl anlatıldığı üzerinde duracağız ve yanlış yorumlanan ayetleri gözden geçireceğiz. Kur’an’da ki iki ayette açıkça Hz. İsa’nın vefat ettiği bildirilir “117 Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiç bir şeyi söylemedim. O da şuydu Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.’ Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Benim dünya hayatıma son verdiğinde tevefa, üzerlerindeki gözetleyici Sen’din. Sen her şeyin üzerine şahid olansın.” Maide Suresi “65 ALLAH İsa’ya şöyle demişti “Senin dünyadaki hayatına son vereceğim ve kendime yükselteceğim. Seni inkar edenlerden kurtaracağım ve sana uyanları Diriliş Gününe kadar inkar edenlerin üzerinde tutacağım. Sonra, dönüşünüz banadır ve anlaşmazlığa düştüğünüz konularda aranızda ben hüküm vereceğim.” Al-i İmran Suresi Bu ayetlerde Hz. İsa’nın vefat Arapçası teveffa ettiği açıkça vurgulanmaktadır. “Teveffa “ kelimesi “canın alınması” anlamına gelir. Kuran’da bu kelime 25 yerde geçer. Bu ayetlerin hepsinde teveffa kelimesinin anlamı “canın alınması”dır. Şimdi biraz bu kelimenin üzerinde durmamız gerekecek. Çünkü bazı kimseler burada ki teveffa kelimesine, “uyku şeklinde alınan can” anlamını vererek, Hz. İsa’nın tekrar canlanıp, geri geleceği anlamı vermek için nasıl zorlama yorum yaptıklarını görelim. Kuran’da 25 ayetin dışında, teveffa kelimesinin geçtiği iki ayet daha vardır. Bunlarda da yine teveffa kelimesi canın alınması anlamında kullanılır. Ama bunlarda bir farklılık vardır ve ayetlerde de bu durum belirtilir. Uyku ile ilgili ayetler şöyledir “42 Allah ölüm anında nefsi bilinci alır; ölmeyenleri de uyku anında… Hakkında ölüm kararı verdiklerini tutar ve diğerlerini de belli bir süreye kadar salıp gönderir. Düşünen bir topluluk için bunda dersler ve işaretler vardır”. Zümer Suresi “60 O’dur, geceleyin sizi öldüren, gündüzün ne işlediğinizi bilen, belli yaşam süresi dolsun diye gündüzleyin sizi dirilten… Sonra dönüşünüz O’nadır ve yaptıklarınızı size haber verecektir.” En’am Suresi Bu ayetlerde de ölüm için kullanılan fiil teveffadır. İnsanların uykusunda da canlarının alındığı bildirilir. Ayette uykudaki ölümün istisnası belirtilmiş ve eceli gelmediysr canın daha sonra geri verildiği açıklanmıştır. Buradaki istisna durumuna dayanarak tüm teveffa kelimelerinin uyku can almak olduğunu iddia etmek son derece yanlıştır. Çünkü diğer teveffa geçen ayetlerde uyku durumunda olduğu gibi canın geri verildiğinden kesinlikle söz edilmez. Hz. İsa ile ilgili ayetlere tekrar bakılırsa, onun canının alındığı bildirilmekte ve daha sonra geri verileceği yönünde hiçbir ifade bulunmamaktadır. Gelelim “katele” kelimesine. Bu kelime kuran’da “birini öldürmek ” yani “katletmek” manasındadır. Katil olmak işte bu fiilden türemiştir. Bu fiil kökünden türeyen kelimeler, kuranda insanların peygamberleri öldürmeleri “katletmeleri” anlatılırken kullanılır Bakara-61-87-91/Mümin-26/Al-i İmran-21-183/Maide-27-28 vb “181… Onların bu sözlerini ve peygamberleri haksız yere öldürmelerini katlehüm yazacağız.” Al-i İmran Peygamberlerin ölümümünden bahseden bu ayet kesin ölümü anlatmaktadır. Ama bu ölüm başka biri tarafından öldürülmek şeklinde bir ölümdür. Bazı yorumcular; “Teveffa fiili canın alınmasıdır ama, gerektiğinde alınan bu can uykuda olduğu gibi geri de verilebilir, oysa “katele fiili ile olan ise kesin ölümdür” diyerek, Hz. İsa’nın ölümünden bahsedilirken, kesin ölümü anlatan “katele” fiili kullanılmadığından, “Hz. İsa tam manasıyla ölmemiştir” demektedirler. Bu yorum son derece yanlıştır. Çünkü Allah ve meleklerin, eceli gelen bir insanın canını alması, bir katilin bir insanı katletmesi gibi olmadığından “katele” fiilinin kullanılması beklemek asıl yanlıştır. Allah ve melekler insanların canlarını alırken doğru olan “teveffa” fiilini kulanmaktır. Yoksa daha yukarıda ki ayetlerde kullanılan teveffa fiiliyle kesin ölüm olmaz diyerek, Kuran’da peygamberlerin ölümünde hep, “katele” katletmek manasında “öldürmek” fiili kullanılmasının beklemek, ne derece yanlıştır sanırım anlaşılmıştır. Daha fazla bilgi için kitabımızın son kısmında, faydalandığımız internet sitesinin konu hakkındaki yazısının tamamını EK-3de görebilirsiniz. Hz. İsa’nın ölümünü anlatan ayetlerde olan ifade, Hz. İsa’nın açıkça öldüğüdür. Bunun ötesinde tekrar ruhunun verileceğine dair uyku ile ilgili ayetlerde olduğu gibi hiçbir açıklama yoktur. Örneğin Hz. Muhammed’in vefat etmesiyle ilgili bir ayette de aynı teveffa kelimesi geçer. Burada canı alan Allah olduğundan teveffa kelimesi gecer. Yoksa bütün peygamberlerin ölümü ille de katele fiiliyle olması gerekirse bu ayetten de Hz. Muhammedin tekrar dirileceğini anlamamız gerekmez mi? “40 Onlara söz verilenlerin bir kısmını sana göstersek de, senin canını alsak teveffa da… Ra’d Suresi Bu ayetteki hitap Hz. Muhammed içindir. Eğer vefat kelimesini uyku gibi kabul edilirse, buradan yola çıkarak Hz. Muhammed’in bir gün döneceğini iddia edebilir. Ama yinede birçok müfessır bazı ayetlerden Hz. İsa’nın tekrar dünyaya dönüşünü yorumlamışlardır. Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne döneceği iddiasında bulunanların buna delil gösterilmeye çalıştıkları ayetlerden birisi şöyledir “55 Hani Allah, İsa’ya demişti ki “Ey İsa, doğrusu seni Ben vefat ettireceğim ve seni Kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedeceğim. Al-i İmran Suresi, 55 Bu ayette geçen “sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim” ifadesinden yola çıkarak, Hz. İsa’nın tekrar geleceğinin Kuran’da bildirildiği iddiasında bulunulmaktadır. Bu senaryoya göre Hz. İsa yeryüzüne dönecek ve dünya hakimiyetini kendisine inananlarla beraber kuracaktır. Oysa bu Kuran’da anlatılmayan, vehme dayalı bir senaryodur. Bu ayetin hiçbir yerinde Hz. İsa’nın yeryüzüne tekrar gelişinden söz edilmemektedir. Allah’ın Hz. İsa’ya yaptığı hitap canlandırılmaktadır. Hz. İsa’ya uyanlardan kasıt, O zamanki nesilden, Allah tarafından Hz. İsa’ya gönderilen esaslara uyanların kıyamete kadar diğer inançsızlardan üstün kılınacağı vaad edilmektedir. Bu ayette vaat edilen budur. Yoksa Hz. İsa gelecek sonra tüm insanları birleştirecek ve insanların üstüne önder olacak gibi bir mantık ayette kesinlikle yoktur. Burada ayetin anlamı kaydırılarak Kuran’da bildirilmeyen bir şeyi söylemek ve böyle bir sonuç çıkartmak, yanlış bir yaklaşımdır. Tabi burada ki hitap Hz. İsa’nın insanlara gönderildiği zamanda ki inanları içindir. Yani “sana uyanlardan” kasıt peygamberlik yaptığı dönemde insanlardan O’nun doğru öğretilerini kabul edenler içindir. Günümüzde ki unutulmuş ve değiştirilmiş öğretilerin peşinde olanlar için olmayacağı açıktır. Öyle olsaydı İncillerde Hz. İsa hakkında ki bugün kü iddialar eleştirilmezdi “72 - Andolsun, “Allah, Meryem oğlu Mesih’tir” diyenler kesinlikle kafir oldu. Oysa Mesih şöyle demişti “Ey İsrailoğulları! Yalnız, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin. Kim Allah’a ortak koşarsa artık Allah ona cenneti muhakkak haram kılmıştır. Onun barınağı da ateştir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur 73 - Andolsun, “Allah üçün üçüncüsüdür” diyenler kafir oldu. Halbuki bir tek ilahtan başka hiçbir ilah yoktur. Eğer dediklerinden vazgeçmezlerse andolsun onlardan inkar edenlere elbette elem dolu bir azap dokunacaktır 75 - Meryem oğlu Mesih sadece bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler geldi geçti. Onun annesi de dosdoğru bir kadındır. Nasıl ilah olabilirler? İkisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz. Sonra bak ki, nasıl da haktan çevriliyorlar.” Maide Suresi Tekrar gelişle ilgili olarak kullanılan bir ayet de şöyledir “159 And olsun, Kitap Ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların aleyhine şahit olacaktır.” Nisa Suresi, 159 Bu ayette de dikkat edilirse, yine Hz. İsa gelecek diye bir anlam ya da ima yoktur. Sadece Kitap ehlinden olanların ölmeden önce ona inanacaklarını bizlere bildirmektedir. Bu ayetten yola çıkarak, Kitap Ehli’nin ölmeden önce Hz. İsa’ya inanması ancak onun gelmesiyle olur. Öyle ise Hz. İsa gelecektir gibi yorumlar yapmak yanlıştır. Burada ayette olmayan bir şart ortaya atılmış ve açıkça ayetin anlamı çarpıtılmıştır. Bir kere ayette Kitap Ehli’nden olanların, kıyamete yakın bir zamanda, Hz. İsa’ya iman edeceklerine dair bir ifade yoktur. Bu ayette tüm Kitap Ehli kastedilmektedir. Ayrıca ölümlerinden önce Kitap Ehli’nin iman etmeleri için, Hz. İsa’yı görmeleri gibi bir şart da, ayete göre söz konusu değildir. Hz. İsa’nın sağlığında bile onu görüp, kitap ehlinden iman etmeyen bir çok kişi olmuş ve hatta onu öldürmeye bile kalkmışlardır. Bu olsa olsa böyle olur mantığıyla bu sonuç çıkartılmış, Kuran’da bildirilen dışında ön yargıyla ulaşılmış bir iddiada bulunulmuştur. Ayrıca ayetin devamı dikkatli okunduğunda çok önemli bir gerçek ortaya çıkacaktır. Hz. İsa ölümlerinden önce kendisine iman edenlerin hakkında kıyamet günü aleyhlerinde şahitlik yapacaktır. Bu ayetin Arapça metninde “aleyhim” ifadesi geçmektedir. “Aleyhim” kelimesinin “onların üzerine” veya “aleyhlerine” anlamları vardır. Bu kelime şahitik yapmak fiiliyle kullanıldığında bu şahitliğin olumsuz olduğu yani aleyhlerine olduğu anlaşılmaktadır. Kuran’da bu iki kelimenin geçtiği ayetlere bakıldığında bu anlaşılacaktır. Örneğin “20 Sonunda oraya geldikleri zaman, işitme, görme duyuları ve derileri kendi aleyhlerine şahitlik edecektir.” Fussilet Suresi - 20 Ayetin devamıyla düşünüldüğünde, kitap ehlinden, ölümlerinden önce Hz. İsa’ya iman edenlerin imanının, makbul bir iman olmadığı anlaşılmaktadır. Aksine Hz. İsa onların aleyhlerine şahitlik yapacaktır. Bu iman Firavun’un imanı gibi kabul edilmeyen bir imandır. Üstelik burada söz edilen kitap ehli, kıyamet gününe yakın olanlar değil, Hz. İsa’dan sonra yaşayan tüm kitap ehlini kapsar. Bunların hepsi ölümlerinden önce, Hz. İsa’nın Allah’ın elçisi olduğuna iman etmektedirler. Fakat ölüm anından önce olan bu iman, makbul bir iman değildir. Hesap günü İsa onlardan şikâyetçi olacaktır. Yukarıdaki ayetin önce ve sonrası okunduğunda, burada kitap ehlinden Yahudilerin eleştirildiği görülecektir. Şimdi ayetin başına dönersek, bu ayetin neresinde Hz. İsa tekrar yeryüzüne gelecek şeklinde bir anlatım ya da ima vardır? Neye dayanarak böyle bir sonuç çıkarılmaktadır? Görüleceği gibi bu iddia sadece bir vehimdir ve bu yanlış yorumlar Kuran’a ait değildir. Zuhruf suresinde ki bir başka ayet de yine anlamı dışında Hz. İsa’nın gelişiyle ilgili kullanılmaya çalışılmaktadır. Ayet şöyledir “61 Şüphesiz o, saat için bir ilimdir. Öyleyse ondan yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur.” Zuhruf Suresi Bu ayette o sıfatının Hz. İsa olduğunu söyleyip, onun kıyamet saati için bir ilim olması için ancak kıyametten önce gelişiyle olabileceği iddia edilmektedir. Bu ayette geçen “o ” zamiri hakkında iki farklı görüş var. Biri “o “zamirinin Kuran’ı işaret ettiği diğeri ise” o” zamirinin Hz. İsa’yı işaret ettiğidir. “O” zamirinin Hz. İsa’yı işaret ettiğini kabul etsek bile, ayetin direkt anlamından Hz. İsa’nın yeniden yeryüzüne gelişini söyleyen ya da işaret eden bir ifade bulunmadığı görülecektir. Bu ayette de diğerlerinde olduğu gibi bir ön kabul yapılıyor ve Hz. İsa’nın kıyamet için bir ilim olması için ancak kıyametten önce gelişiyle olabilir denilmektedir. Örneğin bir başka Kuran ayetinde “kıyamet yaklaştı ” şeklinde bir ifade bulunmaktadır. Günümüzden 14 asır önce de Kuran’ı okuyan bir kişi bu ayetle karşılaştığında kıyametin yaklaştığını okumaktaydı. Fakat aradan 1450 yıla yakın bir zaman geçmiştir. Hala kıyamet kopmamıştır ama, kıyamet bize yakındır. İnsanlık tarihine göre yaşanan zaman, ayetin ifadesiyle kıyamete yakın bir zamandır. Ama kıyametin kopması daha asırlarda sürebilir veya yarın da kopabilir. Bunun gibi ayetin ifadesiyle Hz. İsa kıyamet için bir ilimdir. Yani Hz. İsa ile ilgili bir şey kıyametin saatinin bilgisini verecektir. Fakat ayette Hz. İsa’dan hemen sonra kıyamet kopacak gibi bir anlatım yoktur. Hz. İsa’nın tekrar geleceğini iddia edenlerin, kendi görüşleri doğrultusunda kullanmaya çalıştığı ayetlerden birisi de şöyledir “157 Ve “Biz, Allah’ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa’yı gerçekten öldürdük” demeleri nedeniyle de onlara böyle bir ceza verdik. Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara onun benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiç bir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler.” Nisa Suresi Bu ayette geçen “onu öldürmediler ve onu asmadılar.” İfadeden yola çıkarak Hz. İsa’nın öldürülmediği ve asılmadığı dolayısıyla hala canlı olduğu ve tekrar yeryüzüne döndürüleceği iddia edilmektedir. Oysa ayet ön yargılardan sıyrılarak okunduğunda böyle bir anlatımın olmadığı açıkça anlaşılacaktır. Burada söylenen şey Hz. İsa’yı öldürmeye çalışan kişilerin onu öldüremediği ve asamadığıdır. Yani inkarcılar Hz. İsa’ya bir zarar verememişlerdir. Fakat bu Hz. İsa’nın vefat etmediği ve tekrar yeryüzüne gönderileceği anlamına gelmez. Örneğin müşrikler Hz. Muhammed’i ne öldürebildiler ne de asabildiler. Böyle olması Hz. Muhammed’in ölmediği anlamına gelmez. Hz. Muhammed başka bir vesile ile vefat etmiştir. Yukarıdaki ayette de Hz. İsa’nın inkarcılar tarafından öldürülmediği vurgulanmaktadır. Fakat bu başka bir vesile ile Allah onu vefat ettirmiş ve kendi katına yükseltmiştir. Dolayısıyla da bu ayetteki ifadelerde ne Hz. İsa’nın vefat etmediği gibi bir anlam vardır, ne de tekrar yeryüzüne döneceğine dair bir anlatım mevcuttur. Temel olarak Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne dönüşüne delil olarak gösterilmeye çalışılan ayetler bunlardır. Görüldüğü gibi ayetlerde bildirilen Hz. İsa’nın öldüğüdür. Bunun ötesinde Kuran’da hiçbir ayette tekrar yeryüzüne döneceğine dair bir ifade yoktur. Kaynak İlhan Akkurt

hz isa öldü mü ayet