🎈 Anne Kafamda Bit Var Sözleri

İlkokullardaflüt’ün yerini almaya başlayan bir enstrüman’dan bahsedeceğim sizlere, tuşlu ve bunun yanı sıra üflemeli bir enstrümandır melodika. Melodikaya bağlı kısa bir hortumu vardır yeni başlayanlar için bunu kullanmak daha avantajlı böylece notaları rahatlıkla görebilir ve tuşlara basmak daha kolay olur. 79sevda sÖzlerİ cemal sÜreya 117 anne kafamda bİt var tarik akan 118 gece yolu krİstİn hannah 119 kaĞittan kentler john green 120 zahİr paulo coelho 121 babaya mektup franz kafka 122 cengİz han'a kÜsen bulut cengİz aytmatov 123 yanlizlik paylaŞilmaz Özdemİr asaf Herkesbirbirinin yaşamından habersiz, bir yol tutturmuş gidiyordu, kimse kimsenin umurunda değildi; kimse böyle bir çaba içinde de değildi. Derin bir nefret duydum. Üç gün evden çıkamadım. Üç gün de her fırsatta, günde dört-beş kez annemin önüne çömeldim, dizlerine yaslandım, birlikte kafamda bit aradık. Ne bit bulduk ne sirke. TarıkAkan, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından 1981'in başlarında, Almanya'da yaptığı bir konuşma yüzünden Türkiye'ye dönüşünde tutuklandı. 12 yıl hapis istemiyle Anneleriçin bir tane güzel çocuk vardır o da kendi çocuğudur. Dökmen Özün Sözü- R.Şanal Kuantum Olumlama- R.Şanal Dört Anlaşma-Don Miquel Ruiz Pencereler- Özden Günay Beni Asla Bırakma- Kazuo Ishiguro Dağın Sesi- Yasunari Kavabata Kirpinin Zarafeti- Muriel Barbery Anne Kafamda Bit Var- Tarık Akan Luisito Bir Sevgi Birtarafta savaş gazisi başkan adayı ve karşısında askerlikten kaçmış bir başkan, ve bunu aleyhinde kullandılar. Buradan izlemesi çok şaşırtıcıydı, televizyondan an be an izledik, neredeyse zorunlu hissettik izlemek için. Eminim oradan oturup izlemek içinde olmaktan çok HüseyinYalvaç - İsmail Aydoğmuş - Ali Dilki / Halkın Sazı Halkın Sözü / Tarık Akan anısına / 21Leyla Zerenoğlu / Tarık Akan ve Taş Mektep / 22Hasan Akarsu / Tarık Akan'ın anıları: "Anne Kafamda Bit Var" / 23Mehmet Ergün / Enver Gökçe'nin bitmeyen çilesi ve bir linç girişimi / 28Arif Tekin / Hz. "Anne Kafamda AkParti kurulduğu yıllardaki politikalarının aksine bir yolda yürümektedir. İlk kurulduğu ve iktidara geldiği dönemi iyi hatırlıyoruz. Bülent Ecevit'in cumhurbaşkanıyla bir anayasa kitabı fırlatılmasıyla gelişen siyasi ve ekonomik ihate your big dumb combat boots, and the way you read my mind. i hate you so much it makes me sick, it even makes me rhyme. i hate it, i hate the way you are always right, i hate it when you lie. i hate it when you make me laugh, even worse when you make me cry. Cloudburst- Sing, Sing, Sing (2001) - New York Voices şarkı sözleri, sanatçı biyografisi ve çok daha fazlası karnaval.com'da Ünlüsanatçı Tarık Akan, 66 yaşında hayat vefat etti. Akan, kanser tedavisi görüyordu. Son Güncellenme: 16.09.2016 - 14:37. Tarık Akan 'ın hayatını kaybettiği haberi Nazım Hikmet Sanahiçbir şey olmayacak, göreceksin bak. Elini kolunu sallayarak dışarı çıkacaksın.' Uçak havaalanına yaklaşırken Müjdat (Gezen) beni yatıştırmaya çalışıyordu. Onu duymuyor gibiydim. Tutuklanacak olursam onun neler yapması gerektiğini düşünmeye çalıştım; tanıdık birkaç kişinin adını saydım. 'Onları hemen ara, avukatımı devreye sok,' dedim; bir de kR36HoA. Tarık Akan Sözleri Sayfamızda sizlere Türk Sineması tarihine adını altın harflerle yazdıran Tarık Akan’ın yazmış olduğu ve 2016 yılının haziran ayında yayın hayatına giren Anne Kafamda Bit Var eserinden sözler ve alıntılar derledik. Ölüm Yıl Dönümünde sosyal medyadan paylaşacağınız en güzel Tarık Akan Sözleri ve Kitaplarından Alıntılar… Sizde sayfamıza Tarık Akan Sözleri ya da Damat Ferit Sözleri eklemek isterseniz. Hemen yazı sonunda bulunan yorum kısmından sözlerinizi yazarak bizimle Verici Dalai Lama SözleriAlparslan Dizisi Sözleri ve Replikleri Tarık Akan Sözleri ve Alıntıları Geçer geçer, bunlarda geçer. Yalnızca korku hissediyordum, gittikçe büyüyen bir korku… Bir yerlerde yeni ve güzel bir şeyler vardı ama sanki ben bezginlikle her şeyin dışında duruyordum. Bu kitabın ilk basımının geliri, yazarı tarafından Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’na bağışlanmıştır. Herkes birbirinin yaşamından habersiz, bir yol tutturmuş gidiyordu, kimse kimsenin umurunda değildi; kimse böyle bir çaba içinde de değildi. Derin bir nefret duydum. Üç gün evden çıkamadım. Üç gün de her fırsatta, günde dört-beş kez annemin önüne çömeldim, dizlerine yaslandım, birlikte kafamda bit aradık. Ne bit bulduk ne sirke. Hastalığı kötüleştiğinde, Akan’a, “Maddi durumun iyi, Amerika’ya gitsene” dediğini belirten İrfanoğlu, “Bana Atatürk gitmedi ki ben niye gideyim?’ dedi ve buradaki doktorlarla kaldı. İstanbul’u seyrettim; muhteşem bir şehirdi burası, dünyanın en güzel şehriydi. İstanbul’a tepeden bakmak belki çok az insana nasip olacak bir ayrıcalıktı ama insanın gözü bağlanıyordu da görmüyordu işte… İnsanlık dışı koşullarda yaşayıp etkilenmemek dayanıklılık ya da dirençlilik sayılmaz ki. İnsanca tepkiler vermekten vazgeçmeye dayanıklılık diyorsanız, gerçekten de dayanıklı değilim öyleyse. Korkumu, heyecanımı bir yana koysam bile bütün bu olup bitenleri kendime konduramıyordum. Burada böyle çaresizce oturmayı hazmedemiyordum. Kişiliğimle, onurumla oynanıyordu ve ben hiçbir şey yapamıyordum. Yaşam koşulları olumsuz yönde değiştiğinde insanın biyolojik ve moral sağlığının bozulduğunu, ama hayatta kalma dürtüsünün tüm zor koşullara katlanmayı, hatta neredeyse alışmayı sağladığını düşündük. …İnsanlık dışı koşullarda yaşayıp etkilenmemek dayanıklılık ya da dirençlilik sayılmaz ki. Hepimizin yaşamları kısıtlandı. Körü körüne bir bekleyiş içindeyiz. Katlanmak her geçen gün zorlaşıyor. İnsanca tepkiler vermekten vazgeçmeye dayanıklılık diyorsanız, gerçekten de dayanıklı değilim öyleyse. Artık nereye gönderileceksem gitmek istiyorum; hapishane ya da her neresiyse… 0 Mutlu 3 Üzgün 1 Sinirli 0 Şaşırmış 0 Virüslü Sana hiçbir şey olmayacak, göreceksin bak. Elini kolunu sallayarak dışarı çıkacaksın.' Uçak havaalanına yaklaşırken Müjdat Gezen beni yatıştırmaya çalışıyordu. Onu duymuyor gibiydim. Tutuklanacak olursam onun neler yapması gerektiğini düşünmeye çalıştım; tanıdık birkaç kişinin adını saydım. 'Onları hemen ara, avukatımı devreye sok,' dedim; bir de bütün gazeteleri aramasını tembihledim. Durduk. Herkes hareketlendi, ben bir türlü yerimden kalkmak istemiyordum. Gönülsüz, ağır hareket ediyordum. Müjdat'a döndüm 'Beni götürürlerse bavulumu sen al,' dedim. 'Bavulla şubeye gitmek istemiyorum. Yan ceplerinden birinde telefon defterim var, onu yok et..." Sinema sanatçısı Tarık Akan, 80 askeri darbesinin hemen ardından, 1981 başlarında Almanya'da yaptığı bir konuşma yüzünden yurda dönüşünde tutuklanır. Bu tutuklanmanın nedeni, sağcı bir gazetenin manşete çıkardığı yanlı ve yalan haberdir. Böylece, uzun bir yargılanma süreci başlar. Siyasi Şube, sorgulamalar, itilip kakılmalar, aşağılanmalar, soğuk hücreler, bitli-fareli koğuşlar, sağcılar, solcular, devrimciler, TKP'liler, idamlıklar... Ünününün doruğundaki Tarık Akan'ın aylar boyu içinde bulunacağı ortam budur. Uzun zaman sonra aklanıp özgür kalan Tarık Akan, aradan yıllar geçse de o günlerin baskılarını, acılarını unutamaz; tek çıkış yolu, yaşadıklarını yazıya dökmektir. Anne Kafamda Bit Var, o karanlık dönemin bir tutanağı gibi. Son yirmi yıldır toplumsal içerikli filmlere yönelen ünlü sinema adamının az bilinen bir yönünü ortaya çıkaran anılarda ayrıca Şerif Gören'den Atıf Yılmaz'a, Orhan Apaydın'dan Barış Derneği Davası'na kadar pek çok tanınmış ada ve önemli olaya yer verilirken, Yılmaz Güney cezaevindeyken gizli saklı çekilen Yol filminin bütün serüveni de dile getiriliyor. KİTABIN ADI ANNE KAFAMDA BİT VAR/12 EYLÜL ANILARI YAYIN EVİ CAN YAYINEVİ YAZARI TARIK AKAN SAYFA 136 SAYFA Rahmetli Büyük Üstad Tarık Akan'ın 12 eylül anılarını yazdığı çok güzel bir sayısı az ve akıcı bir kitap olduğunundan bir pazar sabahı başlayıp aksamına tavsiye ediyorum. Gerçekte yaşanan olayları ve gerçek insanları kapsadığı için arşivde de bulunması gereken bir kitap. Sana hiçbir şey olmayacak, göreceksin bak. Elini kolunu sallayarak dışarı çıkacaksın.' Uçak havaalanına yaklaşırken Müjdat Gezen beni yatıştırmaya çalışıyordu. Onu duymuyor gibiydim. Tutuklanacak olursam onun neler yapması gerektiğini düşünmeye çalıştım; tanıdık birkaç kişinin adını saydım. 'Onları hemen ara, avukatımı devreye sok,' dedim; bir de bütün gazeteleri aramasını tembihledim. Durduk. Herkes hareketlendi, ben bir türlü yerimden kalkmak istemiyordum. Gönülsüz, ağır hareket ediyordum. Müjdat'a döndüm 'Beni götürürlerse bavulumu sen al,' dedim. 'Bavulla şubeye gitmek istemiyorum. Yan ceplerinden birinde telefon defterim var, onu yok et..." KİTABIN AÇIKLAMASI Uzun zaman sonra aklanıp serbest kalan Tarık Akan, aradan yıllar geçse de o günlerin baskılarını, acılarını unutamadı ve sonunda yaşadıklarını yazıya döktü. Anne Kafamda Bit Var, o zorlu günlerin bir tutanağı. Bu kitapta anlatılanlar, özellikle 1970’lerin ikinci yarısından başlayarak Türk sinemasının nitelikli filmlerinde unutulmaz oyunlar çıkaran Tarık Akan’ın az bilinen bir yönünü ortaya Kafamda Bit Var’da, 12 Eylül dönemindeki yargılanma sürecinin yanı sıra Atıf Yılmaz ve Şerif Gören gibi yönetmenler, ünlü hukukçu Burhan Apaydın gibi pek çok tanınmış ad ve önemli olayla ilgili anılar da yer alıyor; Yılmaz Güney cezaevindeyken gizli saklı çekilen Yol filminin serüveni de anlatılıyor. Sinema sanatçısı Tarık Akan, 12 Eylül 1980 askerî darbesinin hemen ardından, 1981 başlarında, Almanya’da yaptığı bir konuşma yüzünden yurda dönüşünde tutuklandı. Tutuklanmanın nedeni, sağcı bir gazetenin manşete çıkardığı yanlı ve yalan haberdi. Böylece uzun bir yargılanma süreci başladı. Siyasî Şube, sorgulanmalar, itilip kakılmalar, aşağılanmalar, soğuk hücreler, bitli fareli koğuşlar, sağcılar, solcular, devrimciler, idamlıklar… TARIK AKAN KİMDİR? Tarık Akan, gerçek adıyla Tarık Tahsin Üregül 13 Aralık 1949 yılında İstanbul’da, ailesinin üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. İlkokula babası subay olduğu için görev nedeniyle önce Erzurum’da başladı, sonra babasının tayininin çıkması nedeniyle ilkokulu Kayseri’de tamamladı. Babası emekli olduktan sonra yeniden İstanbul Bakırköy’e taşındılar. Ortaokul ve liseyi Bakırköy’de okuyan Akan liseden sonra Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Makine Mühendisliği bölümüne gitti. Makine mühendisliğinin ardından Gazetecilik Yüksek Okulu’nu kazandı ve mezun oldu. Sinema hayatından önce Bakırköy’deki plajlarda hem cankurtaranlık yaptı hem de aynı zamanda sokaklarda işportacılık yaptı. Ses Dergisi’nin 1970 yılında düzenlediği Sinema Artist Yarışması’na katıldı ve birinci oldu. Gelen birincilikten hemen bir yıl sonra 1971’de Filiz Akın ve Ekrem Bora’nın başrolünü üstlendiği sinema filmi Emine’ ile ilk kez beyazperde ile tanıştı. Askerlik görevini 1979 yılında yedek subay olarakDenizli’de yaptı. Sinemanın inişe geçtiği yıllarda 1978-1981 arasında ticari taksi alıp kiralama sistemiyle ticaret hayatına başladı. 1980 yılında 12 Eylül Darbesi zamanında 12 yıl hapis cezasıyla yargılanıp daha sonra iki buçuk ay hapis cezası aldı. 7 Ağustos 1986’da ise Yasemin Erkut ile evlendi ve bu evlilikten aynı yıl Barış Zeki Üregül dünyaya geldi. 1988 yılında Yaşar Özgür ve Özlem adında ikiz çocukları doğdu. Akan, evlendikten 4 yıl sonra boşandı ve 1990 yılında Acun Günay ile birlikte yaşamaya başladı. Bakırköy’de bulunan Taş Mektep adlı ilkokula 1991 yılında ortak oldu. Takip eden yıllarda 1995’te Aziz Nesin’in vefatının ardındangörevi sürdüren oğlu Ali Nesin’den Nesin Vakfı başkanlığını devraldı 2002 yılında ise Anne KafamdaBit Var isimli kitabını yayınladı. Bbu kitapta 12 Eylül Darbesi’nden sonra yaşadıklarını yazdı. Sinema Kariyeri 1970-1976 1970 yılında SesDergisi’nin düzenlediği Sinema Artist Yarışması’nda birinci olduktan sonra oyunculuk kariyeri başlayan Akan 1971’de Fatma Girik ve Münir Özkul’un başrollerini paylaştığı ve Mehmet Dinler’in yönettiği Solan Bir Yaprak Gibi’ filminde Murat karakterini canlandırarak Yeşilçam’a giriş yaptı. Daha sonra filmler ardı sıra gelmeye başladı ve 1972’de gösterime giren diğer filmi Beyoğlu Güzeli’ isimli filmde Hülya Koçyiğit ile başrol oynadı. Bu filmde Ertem Eğilmez ile ilk kez çalışan Akan bu arada 1970’li yıllarda kendisiyle özdeşleşmiş olan “Ferit” adlı karakteri oynadığı ilk filmi oldu. Mehmet Dinler’in yönettiği romantik-komedi tarzındaki Suçlu’ adlı filmiyle ilk büyük başarısını elde ederek 1973 yılında Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü aldı. Yine aynı yıl Halit Akçatepe, Akan ve dönemin çocuk oyuncusu olan Kahraman Kıral, birlikte Canım Kardeşim’ isimli filmde oynadı. Film daha sonra Yeşilçam’ın klasikleri arasında yer bulup en iyi dram filmlerinden biri oldu. 1975 yılına kadar birçok filmde yer alan Tarık Akan bu kez de Yeşilçam’ın en iyi filmlerinden biri olarak kabul edilen Mavi Boncuk’ isimli filmde oynadı. Ve hemen ardından yine 1975 yılında gişede hasılat rekoru kıran,Yeşilçam’ın bugüne kadarki en iyi komedifilmlerinden biri olarak kabul gören Hababam Sınıfı’ filminde Damat Ferit’ karakterine hayat verdi. 1975 yılı Akan için en verimli geçen yıllardan biriydi de denilebilir. Akan, Hababam Sınıfı’ndan sonra Ateş Böceği, Çapkın Hırsız, Gece Kuşu gibi filmlerde başrol oynadı. Sadece bunlarla değil bu filmlerin sonrasında art arda üç romantik-komedi filminde daha rol aldı. Gösterime girdiği dönemde büyük hasılat yapan ve Yeşilçam’ın, bilinen en iyi romantik-komedi filmlerinden biri olan Ah Nerede’ adlı filmde Gülşen Bubikoğlu ile birlikte başrol oynadı. En iyi Türk filmlerinden biri olarak tarihe geçen ve klasikler arasında yer alan ve Yeşilçam sinemasınınen kalabalık kadrolarından sayılan Bizim Aile’ isimli filmde 1976 yılında rol aldı. Akan, 70’lerde Gülşen Bubikoğlu ile oynadığı romantik-komedi filmleriyle büyük başarı yakaladı. 1977-1989 1976 yılından sonra köklü bir değişimle romantik-komedi dalından çıkıp daha ciddi ve biraz da siyasi içerikli filmlerde oynama kararı aldı. Bıyık bıraktıktan sonra oynadığı ilk film dram gerilim filmi Baraj’ oldu. Arkasından Nehir, Şeref Sözü ve Cüneyt Arkın ile beraber başrolü paylaştığı Maden gibi filmlerde oynadı. Bu film yine Yeşilçam tarihinin en iyi filmlerinden biri olarak kabul edilmektedir. 1976-1978 yılları arasında çeşitli filmlerde oynamayı sürdürdü. 1979’da gösterime giren Sürü’ adlı filmde Melike Demirağ ve Tuncel Kurtiz ile beraber oynadı ve film hem o dönemde büyük yankı uyandırdıhem de en iyi filmler arasına girmeyi başardı. 2011 yılında Altın Portakal Film Festivali’nde Geç Gelen Altın Portakallar gecesinde bu filim ile En İyi Film ödülünü almaya hak kazandı. Bunun sebebi ise 12 Eylül Darbesi’nden sonra 1980 yılında ödül töreninin düzenlenememesiydi. 1979’da ilk olarak Adak’ ardından Demiryol’ isimli filmde Fikret Hakanile başrol oynadı. Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu dalında dört ödül alan film büyük başarı gösterdi. 12 Eylül Darbesi’nden dolayı Yeşilçam’da az film çekiliyordu dolayısıyla Tarık Akan 1980 yılında hiçbir filmde oynamadı. 1981 ve sonrasında Deli Kan, Herhangi Bir Kadın ve Yol adlı filmlerde yer aldı. Yol filmi 1982 yılında Cannes Film Festivali’nde en büyük ödül olan Altın Palmiye ödülünü alarak Türkiye’ye bir ilki yaşattı. Dünya çapında vizyona giren film ile Akan, Cannes’da En İyi Erkek Oyuncu dalında aday gösterildi. 1984 yılına kadar yine çeşitli filmlerd e rol alan Akan bu yıldailk olarak Zeki Ökten’in yönetmenliğini yaptığı Pehlivan’ adlı filmde oynadı ve bu filmdeki performansıyla 21. Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı. Anne Kafamda Bit VarTarık Akan bu kitabında uzun tutukluluk ve yargılanma sürecini anlattı. 12Eylül Darbesi’nin sonrasında ve 1981 yılının başlarında Almanya’da yaptığı bir konuşma yüzünden Türkiye’ye geldiğinde tutuklanmış ve aylarca tutuklu kalmıştı. Akan, kitabında dönemin önemli olaylarına da yer verdi. Tarık Akan siyasi görüşünü kendi cümleleriyle şöyle açıklıyor; “Sanatçı dediğin andan itibaren dünya bakışı, yaşamı, görüşleri, her şeyi politiktir. Bu politik düşünce hiçbir zaman gerici, muhafazakâr, tutucu bir politika değildir” görüşünü savunmuştur. Tarık Akan’ın Ardından Sanatçı Tarık Akan’ın ölümünün ardından Başbakan Binali Yıldırım taziye mesajı yayınladı. Yıldırım mesajında “Türk sinemasının önemli isimlerinden Tarık Akan’ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunuyorum. Tarık Akan’a Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve bütün sanat camiamıza başsağlığı diliyorum” dedi. Akan’ın vefat haberinin ardından sosyal medyadaki en çok konuşulan paylaşım Kemal Sunal’ın oğlu Ali Sunal’dan geldi. Kemal Sunal’ın kan’lHababam Sınıfı’ filminden bir fotoğraf paylaşan Ali Sunal; “Güle güle kalbi de yüzü kadar yakışıklı abim. Tek tesellim iki kardeş kavuştunuz. Nur içinde yat” ifadelerini kullandı. Ediz Hun; “Çok çok üzücü bir haber… Çok kıymetli ve çok başarılı bir aktördü. Hem komedi türünde hem aşk türünde hem macera türünde çok değerli filmlere imza attı. Tarık’ı, çok genç sayılabilecek bir yaşta kaybettik, üzüntümüz çok büyük… Aramızdan ayrılması, gerek biz arkadaşları gerekse Türk sineması adına çok büyük bir kayıp.” Türkan Şoray; “Canımızdan bir parça gitti… O benim, bizim yol arkadaşımızdı. Tarık’ı kaybettik evet ama o hep bizimle olacak, hep bizimle yaşayacak. Sinemaya ve ülkesine olan aşkıyla, onurlu duruşuyla hep saygıyla anılacak.” Filiz Akın; “Almanya’dayım. Öğrendiğimde resmine bakakaldım. Hiç ihtimal vermiyordum. O savaşçıdır, tedavi süresinde kendini göstermek istemedi ama kısa zamanda sağlığına kavuşacaktır diye düşünürken… Bu habere halen inanamıyorum. Nurlar içinde yat. Mekânın cennet olsun… “ Hülya Koçyiğit; “Onurlu, hassas, duygusal, eğitime gönül vermiş ve bu bağlamda Taş Mektep’i kurmuş olan, hayatı boyunca inandıklarının peşinden giden, bunun için mücadele veren, Türk sinemasına çok önemli sanatsal filmler kazandıran bir ustayı kaybettik. Acımız çok büyük. Sevgili arkadaşımı sonsuz sevgiyle anıyorum. Mekânı cennet olsun.” Hale Soygazi; “Çok iyi bir arkadaşımdı, çok iyi bir oyuncu ve çok iyi bir insandı. En güzel filmlerimi birlikte yaptık, Tarık’ı kaybetmek hiç beklemediğim bir şeydi. Söyleyecek bir şey bulamıyorum şu anda çok üzgünüm. Aramızda bir takım görüşleri paylaşıyorduk, mail üzerinden haberleşiyorduk, en son geçen sene telefonlaşmıştık. Türk sinemasının en önemli aktörlerindendi. Ailesinin, sevenlerinin ve sinemamızın başı sağ olsun. Güle güle güzel arkadaşım…” Neden Ferit? Tarık Akan’ı herkes Ferit ismiyle tanıdı fakat Akan aslında Ertem Eğilmez’in yönetmenliğini yaptığı filmlerde Ferit ismini kullandı. Bunun nedeni ise Eğilmez’in kaybettiği ve çok sevdiği oğlunun unutulmamasını istediğindendir. İşte bu yüzden Eğilmez, uzun oğlum’ diye sevdiği Tarık Akan’a her zaman Ferit adını yakıştırıp filmlerinde de kullanmıştır. Ölümü Akciğer kanseri tedavisi gören Akan 16 Eylül 2016 tarihinde yaşamını yitirdi. 18 Eylül 2016’da ise Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nda düzenlenen anma etkinliğinin ardından Teşvikiye Camii’nde kılınan cenaze namazından sonra Bakırköy’deki Zuhuratbaba Mezarlığı’na defnedildi. Anne Kafamda Bit Var Kitap AçıklamasıTarık Akan, 12 Eylül 1980 Askerî Darbesi'nin hemen ardından, 1981 başlarında Almanya’da yaptığı bir konuşma yüzünden yurda dönüşünde tutuklandı. Tutuklamanın nedeni, sağcı bir gazetenin manşete çıkardığı yanlı ve yalan haberdi. Böylece uzun bir yargılama süreci başladı. Siyasi Şube, sorgulamalar, itilip kakılmalar, aşağılanmalar, soğuk hücreler, bitli fareli koğuşlar, sağcılar, solcular, devrimciler, idamlıklar...Uzun zaman sonra aklanıp serbest kalan Tarık Akan, o günlerin baskılarını, acılarını hiç unutmadı ve yaşadıklarını kâğıda döktü. Anne Kafamda Bit Var, o zorlu günlerin bir tutanağı. Bu kitap, Türk sinemasının nitelikli filmlerinde unutulmaz oyunculuklar çıkaran Tarık Akan’ın pek bilinmeyen bir yönünü Kafamda Bit Var’da, 12 Eylül dönemindeki yargılanma sürecinin yanı sıra Atıf Yılmaz, Şerif Gören, Zeki Ökten gibi yönetmenler, Burhan Apaydın gibi hukukçular, pek çok tanınmış ad ve olayla ilgili anılar da yer alıyor; Yılmaz Güney cezaevindeyken gizli saklı çekilen Yol filminin serüveni de sayfalar arasında... Anne Kafamda Bit Var Kısa Özet Sana hiçbir şey olmayacak, göreceksin bak. Elini kolunu sallayarak dışarı çıkacaksın.` Uçak havaalanına yaklaşırken Müjdat Gezen beni yatıştırmaya çalışıyordu. Onu duymuyor gibiydim. Tutuklanacak olursam onun neler yapması gerektiğini düşünmeye çalıştım; tanıdık birkaç kişinin adını saydım. `Onları hemen ara, avukatımı devreye sok,` dedim; bir de bütün gazeteleri aramasını tembihledim. Durduk. Herkes hareketlendi, ben bir türlü yerimden kalkmak istemiyordum. Gönülsüz, ağır hareket ediyordum. Müjdat`a döndüm `Beni götürürlerse bavulumu sen al,` dedim. `Bavulla şubeye gitmek istemiyorum. Yan ceplerinden birinde telefon defterim var, onu yok et..."Sinema sanatçısı Tarık Akan, 80 askeri darbesinin hemen ardından, 1981 başlarında Almanya`da yaptığı bir konuşma yüzünden yurda dönüşünde tutuklanır. Bu tutuklanmanın nedeni, sağcı bir gazetenin manşete çıkardığı yanlı ve yalan haberdir. Böylece, uzun bir yargılanma süreci başlar. Siyasi Şube, sorgulamalar, itilip kakılmalar, aşağılanmalar, soğuk hücreler, bitli-fareli koğuşlar, sağcılar, solcular, devrimciler, TKP`liler, idamlıklar... Ünününün doruğundaki Tarık Akan`ın aylar boyu içinde bulunacağı ortam budur. Uzun zaman sonra aklanıp özgür kalan Tarık Akan, aradan yıllar geçse de o günlerin baskılarını, acılarını unutamaz; tek çıkış yolu, yaşadıklarını yazıya dökmektir. Anne Kafamda Bit Var, o karanlık dönemin bir tutanağı gibi. Son yirmi yıldır toplumsal içerikli filmlere yönelen ünlü sinema adamının az bilinen bir yönünü ortaya çıkaran anılarda ayrıca Şerif Gören`den Atıf Yılmaz`a, Orhan Apaydın`dan Barış Derneği Davası`na kadar pek çok tanınmış ada ve önemli olaya yer verilirken, Yılmaz Güney cezaevindeyken gizli saklı çekilen Yol filminin bütün serüveni de dile getiriliyor.

anne kafamda bit var sözleri