🫏 Uçak Kaç Metre Yükseklikte Uçar
Uçaklar Neden Alçaktan Uçmazlar? Birçok ticari yolcu uçağı yaklaşık 35.000 feet yükseklikte uçuş gerçekleştiriyor. Düşündüğümüzde, bu oldukça yüksek bir irtifa? Bir uçak tüm yeryüzü yapılarının üzerinde olacak şekilde (örneğin kuleler ve gökdelenler) yerden birkaç yüz metre yukarıda uçmanın neresi
nedenleuçak ilerledikçe kanadın arka alt kısmında hava boşluğu oluşur. Kanadın üstündeki hava bu boşluğu doldurmak için aşağı doğru akar. Böylece uçak ilerledikçe kanat bir hava pompası gibi yukardan aşağıya hava basar. Sonuç olarak kanadın üstündeki hava basıncı azalır, altındaki artar ve uçak havalanır.
Uçak 93 başta alçalmaya başladı. 2 bin 300 metreden piste 9 kilometre 250 metre kala bin 500 metre yükseklikte olmaları gerekiyordu. uçak 5915 feet (1951 metre) yükseklikteki Türbe
Uçak 36 bin feet yani 10 bin metre yükseklikte süzülürken pilot rahat bir şekilde rota düzeltmesi yapma şansına sahip. Motorlar bu yükseklikte dursa bile uçak doğrudan yere
Örneğin bir ülke ABD'den İHA almış, 'Şu yükseklikte uçar" denmiş. Ancak denediklerinde söyledikleri yükseklikte uçmadıklarını görmüşler. MİLLÎ MUHARİP UÇAK'IN İLK
Geçtiğimiz aylarda New Mexico’da içi helyum ile dolu araştırma balonunu gözkyüzüne çıkaran NASA bilim insanları, uçak yolculuklarında maruz kalınan radyasyon miktarını belirlemişti. Yaklaşık 1.5 yıl süren araştırmaya göre, 26 bin feet’ten (yaklaşık 8 bin metre) sonra yolcular radyasyona maruz kalmaya başlıyor.
Uçaklarne kadar yükseklikte uçar? XXX model uçak için kaç tane pilot ve kabin ekibi gereklidir? kanat açıklığı 34.3m dir. Hangarın boyutlarını
K artalyaka Kayak Merkezi’nde kayak yapmak ve bu heyecanı yaşamak için Ankara uçak bileti alabilir, havalimanından yaklaşık 2 saat içinde bölgeye ulaşabilirsiniz. Davraz, Isparta. 2635 metre yükseklikte bulunan Davraz Dağı’nda farklı uzunluklara ve zorluk seviyelerine sahip 12 adet kayak pisti bulunur.
Ticari uçaklar yaklaşık 10,6 km yükseklikte, ortalama 10.600 km/saat hızla uçar. En büyük ticari yolcu uçağı, yeryüzünden 12.200 metre yüksekliğe çıkabilecek şekilde dizayn edilmiştir.
BatonVadisi’nin manzarasına tanıklık edebileceğiniz meşhur Tillo Seyir Terası’nı ziyaret edin. 1100 metre yükseklikten vadinin derinliklerini gözlemleyin. Kentin en güzel manzaralarından birini görebileceğiniz Delikli Taş’a gidin. 350 metre yükseklikte konumlanan Rasıl Hacar Tepesi’ne çıkın. Mesire alanında piknik
63metre kanat uzunluğu ve 4 adet elektrik motoru bulunan uçak bu seferini azami 100 km/h, ortalama ise 70 km/h hızla ve 3600 metre irtifada tamamladı. Dağlık bölgelerde irtifanın 8500 m.ye kadar çıktığı bildirildi.
Nairobide ılıman okyanusal iklim görülmektedir. Sene boyunca ortalama sıcaklık farkı düşüktür. Deniz seviyesinden 1.795 metre yükseklikte olduğu için hava kşamları, özellikle de Haziran ve Temmuz aylarında oldukça serin olmaktadır. Senenin en sıcak ve güneşli dönemi, Aralık ve Mart ayları arasıdır.
6K8n. Soğuk bir kış ayını geride bıraktıktan sonra bol güneşli yaz aylarına girmeye hazırlanıyoruz. Artık havada daha az bulut olacak ve açık bir gökyüzünden güneşin sıcak ışınlarını bedenimizde hissetmeye başlayacağız. Bu türlü devirlerde başınızı gökyüzüne çevirdiğinizde mavinin yüzlerce farklı tonunu tek seferde görebilirsiniz. Bu süper manzara, biz farkında olmasak da daima bakış açımızda art planımızı süslemeye devam eder. Pekala gökyüzüne bakarken bir uçağın geçip ardında beyaz bir iz bıraktığını hiç fark ettiniz mi? Kimi uçaklar, yollarına devam ederken artlarında vakitle resen yok olan beyaz bir iz bırakır. Muhtemelen herkes bu imgeyi tekraren defa görmüştür. Pekala bu müsaade ne olduğunu düşündünüz mü? Bu mevzuya dair benim üzere pek çok insan akıl yürütmüştür. Birden fazla kişi bu beyaz müsaade uçağın ardında bıraktığı yakıt kalıntısı olduğunu düşünüyor, lakin aslında durum hiç de düşünüldüğü üzere değil. Kimi uçaklar neden ardında beyaz bir iz bırakır? Uçakların gerisinde beyaz bir iz bırakmasının asıl sebebi sıcaklıktır. Her uçağın çeşitli etkenlere nazaran irtifası değişiklik gösterse de ekseriyetle bir uçak ila fit ortasında; yani 9000 ila metre aralığındaki yükseklikte uçar. Yerde hava günlük güneşlik olsa da yükseğe çıktıkça hava da soğur. Hatta hava, uçakların uçtuğu metre yüksekliklerde -50 dereceye kadar bile düşebilir. Uçakların motorları da bu soğuk havayı sıkıştırıp yakıtla birlikte yakarlar. Yanma sürecinden sonra geride kalan hava ise egzozlarla dışarıya atılır. Olağanda -50 derecelik bir ortama içinde su buharı da bulunan sıcak hava atıldığında bu su buharı -50 derecenin donduruculuğu ve düşük basıncın tesiriyle anında ağırlaşıp katılaşır ve küçük buz modülleri haline döner. Bizler ise aşağıdan bir uçağı izlediğimizde gerisinde beyaz bir iz bıraktığını görürüz. Aslında gördüğümüz şey uçağın motorlarından içeri girip ısınan su buharının süratli bir biçimde buz kristaline dönmesidir. Bir Boeing 747 uçağı saniyede yaklaşık 2,75 kg su püskürtür. Buradaki suyun beyaza dönme sebebi ise gaz halinden direkt katı hale; yani buz haline dönmesinden kaynaklanıyor. Uçakların gerisinde bıraktığı beyaz izler atmosfere ziyan veriyor mu? Uçakların motorlarının gerisinde bıraktığı beyaz izler atmosfere ziyan vermiyor. Esasen su buharı olan ve yalnızca suyun kısa periyodik formunu değiştirmesinden kaynaklanan bu iz, esasen kısa bir mühlet sonra tabiatıyla kayboluyor. Şov uçaklarının gerisinde bıraktığı iz de su buharıyla mı üretiliyor? Uçakların gerisinde bıraktığı beyaz müsaade sebebini açıkladık. Havanın fazla soğuk olmasından kaynaklanan bu müsaade şov uçuşu üzere alçaktan uçan uçakların gerisinden çıkardığı renkli izlerle bir ilgisi yok. Şov uçakları bu izleri çıkarmak için çeşitli buhar makineleri kullanıyorlar. Bugün sizlere uçakların gerisindeki beyaz müsaade neden kaynaklandığını açıkladık. Bu usul içeriklerin devamının gelmesini istiyorsanız bizlere yorumlar kısmında belirtmeyi unutmayın. Kaynak 1, 2, 3
Uçuş YüksekliğiUçaklar neden bu kadar yüksekten uçar?Hava direnci ve yakıt verimliliğiHava olaylarından kaçınmaTürbülans Nedir?Engellerin ortadan kalkmasıGüvenlik yastığı Uçuş Yüksekliği Uçaklar genellikle 10 km 30-35 bin feet – 1 feet 30,86cm yüksekten uçarlar. 5 km yüksekten uçma şansları bulunmasına rağmen bu yüksekliği seçmelerinin başlıca nedeni sürtünme kuvvetidir. Fiziksel olarak hesaplamalara dayanarak her 5 km yükseklikte hava basıncı yarı yarıya azalır. Yani 10 km yükseklikte deniz seviyesine göre 1/4 oranında daha az basınç vardır. Basıncın az olması sürtünme kuvvetinin de az olması anlamına gelir ki bu da aynı yakıt ile daha fazla yol anlamına gelir. Yani 10 km yükseklikte deniz seviyesinde gidebileceği yolun 4 katı daha uzun bir yol alabilir. Peki, bu durumda şu soru aklınıza gelebilir; neden 15 km yükseklikte gitmiyor o zaman diye. Daha fazla yol alabilmek ve tasarruf yapmak adına daha çok yüksekte uçabilir fakat böyle durumda da hava basıncı ile birlikte oksijen miktarının ve atmosfer basıncının düşmesi nedeniyle yolcular rahatsız olacaklardır. Kabine yapılacak olan oksijen miktarı artacak ve yolcular üzerindeki hava basıncının azalması onları rahatsız edecektir. Son kısa bir bilgi olarak uçaklar bu yükseklikte yaklaşık olarak 960 km/sa hızla giderler. Bu hız 1200 km/sa civarında olan ses hızına her ne kadar çok yakın gibi görünse de aslında çok uzak bir değerdir. Uçaklar neden bu kadar yüksekten uçar? Ticari uçaklar genellikle yaklaşık 10 km yükseklikte, ortalama km/saat hızla uçar. Çok dağlık olmayan bölgelerde birkaç km yüksekte uçsalar hiçbir engele çarpmadan uçabilecekken neden yerden 10 km yukarıya çıkarak uçarlar? Hava direnci ve yakıt verimliliği Uçakların bu kadar yüksekten uçmalarının en önemli sebebi hava direncidir. Yerden yükseldikçe atmosfer incelir, bu da uçağın maruz kalacağı hava direncinin azalmasına yol açar. Uçağın hareket ederken, daha fazla hava molekülüne ve dolayısıyla daha fazla dirence maruz kalması, ilerlemek için ihtiyaç duyduğu enerji miktarını artırır. Bir başka ifade ile uçaklar daha yüksek irtifada daha düşük direnç nedeni ile daha az yakıt harcarlar. Bu yüzden uçakların seyir yüksekliği fit yani 10,6 km’dir. İşletme maliyetleri ile yakıt verimliliği arasındaki denge bu irtifada sağlanır. Ancak tüm uçakların ince atmosferle yakıt tasarrufu sağladığı da söylenemez. Bazı uçaklar atmosferin daha kalın olduğu irtifalarda daha iyi performans gösterirler. Hava olaylarından kaçınma Hava yüksek irtifalarda daha istikrarlıdır. Bulutların üzerinde seyir etmek, hava olaylarının olumsuz etkilerinden büyük oranda kurtulmak anlamına gelir. Kuşkusuz uçaklar bulutların içinde hatta fırtınalarda bile uçabilir ancak bu daha fazla türbülans demektir. Türbülans yolcuları rahatsız eder, hatta paniğe yol açabilir. Havayolu şirketleri yolcularına mümkün olduğunca yumuşak bir uçuş deneyimi yaşatmak isterler. Türbülans Nedir? Türbülans, uçağın uçmasına yardımcı unsurlardan biri olan hava akışının bozulması nedeniyle uçağın sallanması anlamına gelir. Ayrıca türbülans, hava cebi olarak da tanımlanabilir ve uçağın ani olarak bir miktar irtifa kaybetmesine neden olur. Engellerin ortadan kalkması Dünyanın en yüksek dağı olan Everest Dağı feet metre tir. Kuşkusuz bina, kule gibi zemin yapılarından yüksek ve güvenli mesafenin sağlandığından emin olmak önemlidir. Bu uçuş yüksekliği, aynı zamanda kuşlardan da yukarda uçmak anlamına gelir. Kuşlarla karşılaşmaktan kaçınmanın uçuş güvenliği açısından önemi büyüktür. Kuş çarpması nedeni ile yaşanmış birçok vaka yaşanmıştır. Bunlardan en çarpıcı olanı, 15 Ocak 2009’da ABD’de meydana gelmiştir. 1549 sefer sayılı Airbus 320 uçağı, New York’taki LaGuardia Havalimanı’ndan kalktıktan kısa bir süre sonra bir kuş sürüsü ile karşılaşmış ve Hudson Nehri’ne iniş yapmak zorunda kalmıştır. Kazayı bir yolcu dışında tüm yolcuların sağ salim atlatmaları, olayın Hudson Mucizesi olarak adlandırılmasına neden olmuştur. Güvenlik yastığı Seyir yüksekliğinin 10,6 km olması uçuş sırasında herhangi bir teknik arıza sebebiyle uçak düşmeye başladığında pilotlara sorunu gidermek için zaman kazandırır. Bu irtifaya “güvenlik yastığı” denir.
Demir Kuşların Büyüsü “Uçma arzusu, tarih öncesi çağlarda iz bırakmayan topraklar boyunca yorucu yolculuklarında, kuşların serbestçe akan kuşları, kıskanmış gibi görünen atalarımız tarafından bize verilen bir fikirdir.” Orville WRİGHT Geçmişten bugüne taşıdığımız, tarihte birçok olayın sebeplerinden biri olan merak duygumuz aynı zamanda birçok icadın yapımında da en temel etken. Çocukluğumuza dönelim çocukların merak duygusuyla başa çıkamadığını biliriz hangimiz kağıttan uçak yapmaya çalışmadık? Koltuğun üstüne çıkıp kollarını açarak uçmaya çalışıp hangimiz dizlerimizi yaralamadık? Merak ettiğimiz her şey bir icada sebep oldu ve biz ’geri dönülmez bir yol ’ olan teknoloji yoluna girdik. Her insanın merak ettiği alanlar farklıdır, gökyüzüne baktığımızda kuşlar dışında uçan uçakları fark edip kaç kere ’Uçaklar nasıl uçuyor ?’’ deyip şaşkınlığımızı hayranlığımıza katmadık ki? Belki sen demedin ama uzat şu yazının başlığını yakınındaki herhangi birine bakalım o demiş mi? 7’den 70’e merak edilen bir konunun anahtarını elinize vermeden önce bir çocuğun babasına uçağın nasıl uçtuğunu sorup cevapsız kaldığını, dedelerimizin nenelerimizin uçakları görünce elleriyle kafalarını korumaya çalışıp aman şimdi üzerimize düşecek korkusuyla kapalı alanlara kaçtığını hatırlatmak istiyorum. Şimdi birlikte anahtarı kavrayalım yıllardır merak edilen onlarca ton ağırlığındaki metal kütlelerin nasıl oluyor da havada kaldığına bakalım. Öncelikle çocukların yaptığı kanat hareketini hatırlamanızı istiyorum, kaçımız kollarımızı kanat yaptık kim bilir uçmak için kanatların yeterli olabileceğini düşünen çağlar aslında aracın en önemli parçasını bulmuşlar ya da şöyle bakalım yüzyıllar önce kuşlardan esinlenerek gökyüzünde olunmak istenmiş peki kuşlara da bakınca yine kanatların uçmak için gerekli olduğunu düşünmedik mi? Yani öncelikle yanlış bilineni düzeltelim uçaklar devasa motorları sayesinde değil çok basit fizik prensipleriyle kanatlarının yapısı sayesinde havada kalabiliyorlar. Bir hava aracının motorsuz olabilme ihtimali vardır ; planör ve yamaç paraşütü gibi. Kuşlardan farklı olarak uçakların motorları vardır evet kanatlar uçmasını sağlar ama motorlar öndeki havayı alıp arkaya iter böylelikle öndeki hava ağırlığını hafifletip arkanın hava ağırlığını artırır. Bu da itme gücünü sağlar. Uçağa etki eden dört 4 temel kuvvet vardır. Uçağı ağırlık merkezinden aşağı doğru çeken kuvvete grovity yerçekimi kuvveti , bunu karşılayacak olan uçağı yukarı doğru çeken kuvvete lift kaldırma kuvveti denir. Kaldırma kuvvetini kanatlar üretir eğer lift kaldırma kuvveti , grovity yer çekiminden küçük olursa uçak irtifa kaybeder. Eğer kaldırma kuvveti lift, yer çekiminden grovity büyük olursa uçak tırmanır. Her iki kuvvet eşit olursa uçak sabit yükseklikte uçmaya devam eder. Uçağı etkileyen bir diğer kuvvet uçağı öne doğru çeken ve motorlar tarafından üretilen thrust itme kuvveti. Thrust kuvvetine karşı koyan ve uçağı yavaşlatmaya çalışan kuvvete drag sürtünme kuvveti denir. Thrust havanın gövde üzerindeki sürtüşmesi ve karşıdan çarpan havanın yavaşlatıcı etkisinden oluşur. Burada dikkat etmemiz gereken kural itme kuvveti sürtünme kuvvetinden büyük olursa uçak hızlanır, küçük olursa uçak yavaşlar, eşit olursa uçak sabit hızda uçmaya devam eder. Uçağa etki eden kuvvetlerden sonra uçağa yandan baktığımızı düşünelim . Kanatların tasarımına airfoil denir. Yandan bakılınca asimetrik bir su damlası şeklindedir. Kanada gelen hava molekülleri ikiye ayrılır bir kısmı airfoil üst kısmını takip ederken bir kısmı alt kısmını takip etmektedir. Üst tarafını takip eden hava molekülleri şekilde de görüldüğü gibi daha fazla yol katederler . Böylece kanadın üstünden akan havanın hızı arttığından ve basıncı düştüğünden dolayı kanat üzerinde vakum oluşur. Bu vakum kanadı yukarı doğru çeker, kanatta uçağa bağlı olduğu için uçağı da yukarı doğru çekmiş olur. Uçak havadayken kanatlar yukarı doğru esner ve kanadın ucu uçağın tavanıyla aynı hizaya gelir. Bu etkenler Bernoulli prensibine dayanır. Bernoulli ilkesi, akışkanların hızı ile basıncı arasındaki ilişkiyi açıklar. Buna göre hareket halindeki akışkan taneciklerinin hızı ile akışkanın uyguladığı basınç arasında ters orantı vardır. Yani akışkanın hızının arttığı kesitte basınç azalır, hızın azaldığı kesitte basınç artar. Uçak hareket ettiğinde Bernoulli prensibine göre laminer akışı halinde olan hava, kanadın üst tarafında alçak alt tarafında ise yüksek basınç oluşur. Oluşan bu basınç farkı sayesinde uçak yukarı doğru itilir. Uçak havadayken kanatçıklar, kuyruk dümeni, kuyruk kanadıyla yönlendirebiliriz. Kanatların dış yüzünde yer alan kanatçıklar birbirlerinden bağımsız olarak yukarıya ya da aşağıya doğru hareket ettirilebiliyor. Bu harekete yalpa denir. Bu manevra kanatların taşıma kuvvetini değiştiriyor. Uçak daha küçük taşıma kuvvetli kanadın yönüne doğru yalpa vuruyor. Uçakların yön değiştirmesi uzunlamasına, yanlamasına ve düşey üç eksen etrafında olur. Longitudinal Axis Uzunlamasına Eksen Bir uçağın ağırlık merkezinden geçerek burnundan kuyruğuna uzanan eksendir. Uçağın boyuna ekseni etrafında yaptığı harekete yatış hareketi denir. Uçağın bu eksen etrafındaki hareketleri kanatçık, elevon ve spoiler ile kontrol edilir. Lateral Axis Yanlamasına Eksen Uçağın ağırlık merkezinden geçerek bir kanat ucundan diğer kanat ucuna doğru uzanan eksendir. Bir uçağın burun ekseni etrafında yaptığı harekete yunuslama denir. Uçağın burun ekseni etrafındaki yunuslama hareketi, irtifa dümeni elevator, hareketli yatay stabilize stabilizatör ve elevonlar tarafından kontrol edilir. Vertical Axis Düşey Eksen Uçağın ağırlık merkezinden geçerek gövde alt kısmına uzanan eksendir. Bir uçağın düşey eksen etrafında yaptığı harekete sapma hareketi denir. Bu hareket istikamet dümeni tarafından sağlanır. Belki yarın kullanacağın aracı, belki şu an merdivenlerini çıktığın aracı belki yine içinde bulunduğun ve şaşkınlıkla kanatlarına baktığın aracı, nasıl uçtuğunu bilmediğin için korktuğun aracı artık tanıyorsun. Çocuğuna ’boşver ’ demeden cevaplandırabilirsin , yanında bulunan insanların meraklarını giderebilirsin. Kaldır başını gökyüzünün güzelliğine ulaşan demir kuşlarımız artık bize yabancı değil gör. Gökyüzünün büyüsüne yakından bakmamızı sağlayan , hızlı ulaşımı sağlayan Orville ve Wilbur Wrigt kardeşlere teşekkür ederiz. ’Uçak düşmeye vakti olmadığı için havada kalır.’’ Orville WRİGHT Yazan Zeynep Helin Salık Kaynakça › Havacılık ve Uzay Mühendisliği Pascoe, D. H.,2015 Uçak, Optimist Yayınları Dr. Ocak, 2016 Uçaklar Nasıl Uçar? , TUBİTAK
Bu yazımızda uçuş hakkındaki bazı yanlış anlaşılan kavramlar hakkında konuşacağız. Bazı mantıklı açıklamalar çerçevesinde lift kuvvetini açıklamaya çalışacağız. Lift kuvvetini anladıktan sonra uçuşun anlaşılmasına bir adım daha yaklaşmış olacağız. Fakat başlamadan önce uçaklar hakkında bazı terimlere aşina olmanız için Uçakların Terminolojisi ve Mach Sayısı, Basınç ve Pitot Tüpü yazılarıma göz atmanızı tavsiye ederim. Şimdi lift kuvvetinin üç farklı tanımı ile başlıyoruz. Lift Kuvvetinin Popüler Tanımı Bu tanımın odak noktası kanadın üst kısmından akan havanın hızlanmasıdır. Çünkü Bernoulli etkisi, hava hızını statik basınçla ilişkilendirir ve hızlanan hava kanadın üst kısmında daha düşük bir basınç oluşturarak yukarı doğru bir kaldırma kuvveti oluşturur. Bu tanımdaki eksik nokta ise havanın kanadın üstünden akarken hızlanmasına neden olan şeyin ne olduğudur. Bu noktada “eşit sürede geçiş ilkesi” nden bahsedebiliriz. Bu ilke kanada gelen havanın ayrılarak kanadın altından ve üstünden giderken kanadın bitiminde tekrar birleşeceğini söyler. Bu geçişin eşit sürede gerçekleşmesi ve ayrılan havanın tekrar birleşmesi gerekir. Böylece kanadın üst tarafı daha uzun bir yola sahipse üstten akan havanın daha hızlı akması gerekecektir. Bu gerçekten derli toplu ve anlaşılması kolay bir tanımdır. Fakat tanımın ne kadar genel olduğunu anlamaya çalıştığımızda bazı problemlerle karşılaşmaya başlıyoruz. Eğer bu tanım lifti tam olarak açıklıyorsa uçaklar nasıl oluyor da ters uçabiliyorlar? Simetrik kanatlar, yani alt ve üst yüzeyleri aynı şekle ve uzunluğa sahip olan kanatlar nasıl oluyor da lift üretebiliyor? Uçak sabit bir hızda keskin bir dönüş yaptığında veya yakıt tüketildiğinde oluşan yük değişimine göre kanatlar nasıl ayarlanabiliyor? Liftin popüler tanımı bu sorularımıza cevap vermiyor. Şekil Cessna 172 tipi bir uçak. Cessna 172 Bu tanımın hesaplamalar yapıldığını doğru sonuç vereceğini düşünebiliriz. O zaman bir örnek verelim. Fazlasıyla popüler olan, yüksek kanatlı, 4 koltuklu bir Cessna 172 uçağına göz atalım. Maksimum uçuş ağırlığında kanatlarının taşıması gereken yük yaklaşık olarak 1045 kg’dır. Kanatlarının üst kısmı alt kısmına göre % daha uzundur. Liftin popüler tanımını kullanacak olursak, uçak 105 km/s gibi bir hızla yavaş bir uçuş gerçekleştirirken kanatlar gerekli liftin sadece %2’sini üretebilecektir. Aslında hesaplamalara göre bu kanatların yeterli lifti üretebilmesi için uçağın 640 km/s hızla uçması gerekiyor. Yavaş uçuşta gerekli liftin üretilebilmesi için kanadın üst kısmının alt kısmından %50 daha uzun olması gerekiyor. Airfoilin kalınlığı ile chord uzunluğu aşağı yukarı eşit olacaktır. Şekil Bir airfoil etrafındaki hava akışının simülasyonu. Açıkça görülüyor ki bu tanımla ilgili yanlış bir nokta var. İlk olarak, “eşit sürede geçiş ilkesi” lift üretmeyen bir kanat için doğrudur fakat lift üreten bir kanat için doğru değildir. Şekil bize kanat etrafındaki hava akışını gösteren bir bilgisayar simülasyonudur. Periyodik olarak simüle edilen akış bize hava hızındaki değişimi göstermektedir. Bu simülasyona baktığımızda farkedeceğimiz ilk şey kanadın üst kısmından akan hava alt kısımdan akan havadan daha önce trailing edge varmaktadır. Aslında kanadın altından akan hava normal hava akışına göre bir şekilde geciktirilmiştir. “Eşit sürede geçiş ilkesi” olmadan popüler lift tanımı havanın kanadın üstünden akarken hızlanmasını açıklayamaz. Kanadın üzerinde oluşan lift kuvvetinin doğasını açıklarken bu tanımı kullanarak bazı başka problemleri ortaya çıkaracağız. Ancak öncelikle liftin diğer iki tanımını açıklayacağız. Liftin Matematiksel Tanımı Bu tanım karmaşık matematik ve bilgisayar simülasyonları kullanan güçlü bir tasarım aracıdır. Tipik olarak, kanadın etrafındaki hava hızı bilgisayar programıyla üretilir. Sonra Bernoulli denklemleri yardımıyla basınçlar ve lift kuvvetleri doğru bir şekilde hesaplanır. Bu yöntem çoğunlukla havanın ivmelenmesi neticesinde oluşan lifti hesapladığı için bir bakıma liftin popüler tanımı ile benzerlikleri vardır. Uçak mühendisleri “eşit sürede geçiş ilkesi”nin doğru olmadığını bilirler. Uçak mühendisleri çoğunlukla “circulation” isimli matematiksel bir konsept kullanarak kanadın üzerindeki havanın hızlanmasını hesaplarlar. Circulation, havanın kanat etrafındaki bariz rotasyonunun bir ölçüsüdür. Liftin matematiksel tanımıda, circulation kanadın altından akan havanın neden yavaş, üstündekinin neden hızlı olduğunu tartışmak için kullanılır. Circulation lift hesaplamaları için faydalı olurken, bir pilotun uçağı uçururken ihtiyaç duymayacağı bir şeydir. Circulation konsepti bu bölümün bu serinin devamında anlatılacak olan upwash ve ground effect terimlerini anlamak için yararlı olacaktır. Şekil Circulation teorisi ile ilgili basit bir görsel. Matematiksel tanımdaki klasik teoriler liftin tanımını yaparken, liftin popüler tanımında karşılaştığımız kadar fazla hava gerekmediğini görebiliriz. Liftin matematiksel tanımı klasik aerodinamik ve hesaplamalı aerodinamikte kullanabileceğimiz bir araçtır. Not Wright kardeşler Bernoulli denklemleri veya matematiksel aerodinamik teorileri hakkında hiçbir bilgiye sahip değildi. Onlar sadece kuşların nasıl uçtuğunu izlediler. Liftin Fiziki Tanımı Liftin fiziksel tanımı birincil olarak Newton yasalarına ve “Coanda etkisi” denilen bir fenomene dayanmaktadır. Bu tanım, uçuşla ilgili olayları anlamak için benzersizdir. Uçuşta yük miktarı ile gerekli güç arasındaki ve irtifa ile stall hızı arasındaki ilişkiyi doğru bir şekilde anlamak için bu tanım çok faydalıdır. Ayrıca liftin fiziksel tanımı, uçak uçuran bir pilotun ihtiyaç duyacağı sezgisel anlayışı da sağlar. Bu tanımda lifti, kanadın aşağı doğru ittiği havanın yukarı doğru oluşturduğu bir tepki kuvveti olarak kabul ederiz. Pervaneli bir uçaktaki bladelerin veya bir helikopterdeki pallerin dönerek havayı geriye doğru ittiğini ve böylece lift oluştuğunu biliriz. Aslında bu pervaneler ve paller dönen kanatlardır. Bu konsept kabul edilmesi ve anlaşılması zor olmayan bir konsepttir. Şekil Kanadın altına çarparak sapan hava akışı. Fakat bu konsepte bakarak, kanadın altına çarpan havanın aşağı doğru saptırıldığı bir görüntü hayal etmek yanlış olacaktır. Bu oldukça yaygın bir yanlış anlamadır ve Isaac Newton dahi böyle düşünmüştür. Newton kanat üzerindeki hava akımının detaylarına hakim olmadığı için bir kuşun kanadının altına çarpan havanın aşağı doğru yöneldiğini düşünüyordu. Kanadın alt kısmına çarpan hava dolayısıyla bir miktar lift oluştuğu doğrudur. Fakat oluşan liftin büyük bir kısmı kanadın üst kısmına bağlı olarak oluşur. Liftin fiziksel tanımı çok güçlüdür. Uçuş hakkında, bazı diğer karışık konulardan bağımsız olarak sezgisel bir anlayış sağlar. Az önce bahsedildiği gibi bu tanım pilotlar için kullanışlıdır, fakat liftin popüler tanımı için aynı şeyi söyleyemeyiz. Serinin sonraki yazısını okumak için Newton Yasaları, Coanda Etkisi ve Viskozite.
Herkes hayatında en az bir kez de olsa uçak nasıl uçar sorusunu sormuştur. Tonlarca ağırlığa sahip bir metal kütlesinin havada süzülmesi ve yer çekimine karşı koyması bayağı ilginç ve ürkütücü gibi görünse de, oldukça güvenli bir ulaşım türüdür. Günümüzde ulaşım araçlarının çok büyük bir öneme sahip olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Ulaşım, bir nesnenin veya kişinin bulunduğu yerden farklı bir yere aktarılmasıdır. Köyler, şehirler, ülkeler arasında bir yerden bir yere gidiş-geliş demektir. Kısacası ulaşım hayatın olmazsa olmazlarındandır. Hava yolu ulaşımının önemide oldukça yüksektir. Hava yolu ulaşımının en belirgin özelliği hızlı olmasıdır. Uçaklarlarla insan ve yük taşımacılığı yapılmaktadır. Uçaklar Nasıl Uçar? Uçak hava akımının kanatların alt ve üst yüzeyleri arasında basınç farkı meydana getirmesiyle havada tutunarak yükselebilen ve ilerleyebilen motorlu bir hava taşıtıdır. Uçağın havada kalabilmesini sağlayan kanatlar, kanatları dengede kalmasını sağlayan kuyruk, gerekli itmeyi sağlayan motor, pervane gibi elemanlardır. Yolcuları ve yükü barındıran gövde ve kokpit uçağın ana bölümlerindendir. Motorlar ve kanatlar çok farklı yapıya sahip olsalarda ilerleme ve yükselme benzer fiziksel aşamalar sonucunda oluşur. Uçakların havada kalmasını sağlayan ve ağırlığı dengede tutan kanatlarıdır. Motor ise öndeki havayı alarak arkaya doğru iter. Bu da itme gücü sağlayarak uçağın ileri gitmesini sağlar. Bernoulli prensibine göre; akışkanların hızı arttığında basınçları düşer. Uçakların uçabilmeleri için kanatların altındaki basınç, üst yüzeyindeki basınçtan daha fazla olması gerekir. Bunun için kanadın üst veya alt kısmındaki hava akımının durumlara göre hızlandırılıp yavaşlatılması gerekmekir. Uçağın öne doğru hareket etmesi yeterli olup, kanatlarında doğru bir açının da yakalanmasıyla uçaklar havalanabilir. Uçuşa Etki Eden Etkenler Uçakların havalanmasını ve havada tutunmasını sağlayan 4 temel unsur vardır. Bunlar ; motor gücü, ağırlık, kaldırma kuvveti ve hava direncidir. Motor Gücü Uçağın kanatlarının etrafından belirli bir hava akımı geçmesi gerekir. Bu akım uçağın motor gücünden sağlanır. Ağırlık Uçağın toplam ağırlığını belirtir. Uçak ne kadar hafifse yer çekimini o kadar kolay yener. Kaldırma Kuvveti Uçağın kanatları sayesinde sağlanan kuvvet ile uçağın havalanmasını ve havada kalmasını sağlar. Hava Direnci Uçağın havada oluşan akıma karşı yaptığı dirençtir. Uçağın itme yönünün tersine meydana gelir. Türkiye’nin ilk büyük havacılık fuarı olarak tarihe geçen Eurasia Airshow’a konuk olan dünyanın en büyük ikinci kargo uçağı Antonov AN-124 Ruslan sebebiyle büyük uçaklar geçen hafta epeyce konuşuldu. Dünyanın en büyük yolcu ve kargo uçakları Boeing, Airbus ve Antonov firmalarının imzasını taşıyor. Havacılık sektörüne yön veren bu şirketlerden Boeing ve Airbus hem yolcu hem kargo taşımacılığında, Sovyetler Birliği kökenli, günümüzün Ukraynalısı Antonov ise sadece kargo taşımacılığında hizmet veriyor. En büyük uçakların üreticileri dünya havacılığına da en önemli yön verenler olarak biliniyor. HT Cumartesi'nden Güntay Şimşek'in haberi... Dünyanın en büyük 6 uçağı Geçen hafta Antalya’da gerçekleşen fuara Antonov, statik alanda sergilediği 3 adet uçağıyla katıldı ve büyük ilgi gördü. Fuarın ilk günleri AN-70 ve AN-178 modelleriyle boy gösteren şirket, kapıların halka açıldığı cumartesi günü ise dünyanın en büyük 2’nci kargo uçağı AN-124’le damgasını vurdu. AN-124, hem Antalya semalarındaki uçuşuyla hem de statik alanda en dikkat çeken uçak oldu, ihtişamıyla büyüledi. Kuşkusuz AN-124 uçağını gören havacılık tutkunlarının aklına “Dünyanın en büyük 2’nci uçağı bu ise, birincisi hangi model? En büyük uçak sıralamasındaki diğer uçaklar neler?” gibi soruları bana da sormaya başladı. İşte o merakları gidermek üzere yola çıktım. Kargo ve yolcu taşımacılığında dünyanın en büyük 6 uçağını araştırdım. 1 Antonov AN-225 MRIYA Ukrayna yapımı olan Antonov AN-124’ün ağabeyi AN-225 Mriya halihazırda hizmette olan en büyük uçak. Sovyetler Birliği menşeli bu uçak, Ukrayna dilinde “Hayal” anlamına geliyor. Uluslararası Havacılık Federasyonu FAI-Fédération Aéronautique Internationale tarafından Guinness Rekorlar Kitabı’na 240 alanda aday gösterildi. Kargo taşımacılığında kullanılan uçaktan sadece bir adet bulunuyor. Antonov mühendisleri tarafından tasarlanan stratejik uçak, toplamda kg kargo taşıma kapasitesi ile dünya rekorunu elinde tutuyor. AN-225 teknik özellikleri Gövde uzunluğu 84 m Kanat açıklığı m Yükseklik m Boş ağırlığı 285 ton Maksimum kalkış ağırlığı 640 ton Motor sayısı 6 Tekerlek sayısı32 2 Airbus A380-800 Dünyanın iki büyük uçak üreticisinden biri olan Airbus’ın çift katlı ilk yolcu uçağı A380, aynı zamanda dünyanın en büyük yolcu uçağı unvanına da sahip. İlk test uçuşunu 2005 yılında, ticari uçuşunu ise 2007’de Singapur Havayolları filosunda yapmaya başladı. 4 jet motoruna sahip olan uçak; üç sınıfta 525 kişilik yolcu kapasitesine sahip ve km menzile uçabiliyor. A380-800 teknik özellikleri Uzunluk m Kanat açıklığı m Yükseklik m Boş ağırlık 361 ton Maksimum kalkış ağırlığı 560 ton 3 Boeing 747-8I Amerika Birleşik Devletleri’nin ve dünyanın en büyük uçak üreticisi Boeing’in efsane uçağı, jumbo jet 747’nin 5 metre 60 cm daha uzatılarak geliştirilmiş modeli. Amerika kıtasının en büyük, dünyanın ikinci büyük yolcu uçağı olma özelliğini taşıyor, ama dünyanın en uzun yolcu uçağı unvanı da bu uçağa ait. Üç sınıfta 467 yolcu kapasitesine sahip uçağın aynı zamanda kargo modeli de bulunuyor. Boeing 747-8I teknik özellikleri Uzunluk m Kanat açıklığı m Yükseklik m Boş ağırlık 361 ton Maksimum kalkış ağırlığı 447 ton Motor sayısı 4 4 Boeing 747-400 Boeing, ilk çift katlı efsane jumbo jet 747’yi 1970’te uçurmaya başladı. Seattle’daki Everet fabrikasında 1987 Eylül’de üretilmeye başlanan Boeing 747-400 ise aynı zamanda en fazla tercih edilen model oldu. Dünya havacılık endüstrisine damga vuran bu uçak, kanat uzunluğu, iç dizaynı, kokpit ve motor bölümleri için geliştirdiği yeni teknolojilerle havayollarının filosuna girdi. Bu modelden yola çıkılarak çeşitli modelleri de üretildi. Üç sınıfta 416 yolcu kapasiteli olan uçak halen gövde tasarımıyla en dikkat çeken model. B747-400 teknik özellikleri Uzunluk m Kanat açıklığı m Yükseklik m Boş ağırlık 171 ton Maksimum kalkış ağırlığı 405 ton Motor sayısı 4 5 Airbus A340-600 Avrupalı Airbus’ın 1991 yılından beri uçmakta olan 4 motorlu, çift koridorlu bu yolcu uçağı üç sınıfta yolcu taşımakta. A340 ailesinin en geniş kapasiteli, tüm Airbus uçaklarının ise metre ile en uzunu olan 340-600, üç sınıfta 350, tek sınıfta ise 475 yolcu kapasitesine ulaşabiliyor. Airbus 340-600 teknik özellikleri Uzunluk m Kanat açıklığı m Yükseklik m Boş ağırlık 240 ton Maksimum kalkış ağırlığı 368 ton Motor sayısı 4 6 Antonov An-124Ruslan Antonov, Sovyetler Birliği döneminde,1965’te Antonov 22 modeliyle dünyanın en geniş uçağıyla ismini duyurmuştu. AN-22 ile askeri alanda önemli bir başarıya imza atan Antonov, bu modelden sonra da dünyanın en büyük jetini AN-124’ü endüstriye kazandırdı. Oleg Antonov imzası taşıyan AN-124, her türlü piste iniş yapabilecek şekilde tasarlandı. İlk prototipi1982 yılında uçuşunu yaptı ve 1984 yılında üretime geçildi. Ve aynı yıl Antonovların babası Oleg Antonov hayata veda etti. Sonraki yıllar ise Antonov mühendisleri AN-124tasarımından faydalanarak An-225’i geliştirdiler. Antonov AN-124 teknik özellikleri Uzunluk m Kanat açıklığı m Yükseklik m Boş ağırlık 171 ton Maksimum kalkış ağırlığı 405 ton Motor sayısı 4 Tekerlek sayısı 14 Helikopter gibi uçak Trifan 600 Havacılık sektöründe kullanılan iki yaygın tabir vardır Döner kanat ve sabit kanat. Biri helikopteri, diğeri uçağı işaret eder. Döner kanatlar bulunduğu yerden, ileri geri hareket etmeden havalanabilirken, sabit kanatlı araçlar ise mutlak bir piste ihtiyaç duyarlar. Fakat baş döndürücü teknolojik gelişmeler, helikopter gibi havalanıp uçak gibi yükselen, hızla menziline varıp, yine helikopter gibi iniş yapabilen hava araçlarının müjdesini veriyor. Devrim niteliğinde olan bu gelişmeler sonrası havayoluyla ulaşımın tüm parametreleri değişebilir. 3 bin metrelik pistlere ihtiyaç da kalmayabilir! Amerikalı XTI firması 2018 sonunda helikopter pistlerine inebilecek uçak protitipi hazırlıyor. Hem bir jetin manevra kabiliyeti, hızı, yükselişi olacak, hem de bir helikopterde bulunan iniş kalkış özelliği... Mürettebatı 1 pilot 5 yolcu olarak belirlenen jetin, kabin içi oldukça konforlu ve yeni teknoloji kullanılarak tasarlanmış. Pilotla beraber 6 kişinin seyahat edebileceği jette bagaj koyabileceğiniz alan da mevcut. 2023 yılında ilk uçuşu yapması beklenen jet için fiyat olarak milyon dolarlık fiyat belirlendi. Bu rakam daha çok üst düzey iş insanlarının kullanabileceği bir hava aracı olacağını gösteriyor. Araç 2 bin 600 beygir gücünde ve 2 bin 778 km menziline sahip. 35 bin feet 10 bin 668 metre yüksekliğe çıkabiliyor. Bir helikopterin iniş-kalkış ve uçuş esnasında çıkardığı gürültü ise Trifan’da olmayacak. Ve bu yönüyle de çevreci olacak, rahatsızlık vermeyecek. Akrobasi pilotu nasıl olunur? Bu hafta Airport’ta sıra dışı bir konuğum var. Türkiye’nin sayılı akrobasi/gösteri pilotlarından Oğuzhan Yararcan. Aynı zamanda Pegasus Havayolları’nda kaptan pilot olarak görev yapan Yararcan ile neden akrobasi pilotu olmaya karar verdiğini, hangi eğitimleri aldığını ve gösterilere nasıl hazırlandığını konuştum. Bu hafta seçim sebebiyle cumartesi günü yayınlanacak olan Airport’ta ayrıca Türkiye’nin şova dayalı ilk havacılık fuarı Eurasia Airshow’da neler yaşandığını, hangi uçakların sergilendiğini ve en fazla ilgi toplayan 150 uçuş gösterisinden en güzel görüntüleri ekrana getireceğiz. Airport’un uçuş rotasında ise Yunanistan’ın en büyük adası Girit yer alıyor. Airport, cumartesi saat Habertürk ekranında olacak. Güncelleme Tarihi 18 Haziran 2020, 2115
uçak kaç metre yükseklikte uçar