🐐 Dua Sığınmak Iletişim Yönelmek Dilemek Yalvarmak Ile Ilgili Paragraf

Günboyu Allah ile iletişim hâlinde olmanın gereklerine ve ciddiyetine uygun davranmalıdır. Yeme. içme gibi orucunu bozacak davranışlardan kaçınmalıdır. Bunun yanında kötü söz söylememeli, kalp kırmamalı, haksızlık yapmamalıdır. Kin, nefret ve öfkeden uzak durmalıdır. Sevgili Peygamberimiz. bir hadisinde, “Oruç bir Esasenruhun, yönelmek ve sığınmak istediği ilah; gücü her şeye yeten, her şeyi işiten, bilen, gören, hiçbir kimsenin ve hiçbir nesnenin kendisine denk olamayacağı, varlığı hiçbir varlığa muhtaç bulunmayan ve bütün varlıkların kendisine ihtiyaç duyduğu, her şeyi yaratan bir ilah olması gerekir ki, insanın ilah İletişim; Giriş Yap. Hoşgeldiniz! Hesabınızda oturum açın. kullanıcı adınız. Ana Sayfa Yalvarmak İle İlgili Sözler- Resimli Yalvarma Mesajlar Duha Suresi Tefsiri. 1. Andolsun o duhâya. Duhâ diye bilinen kuşluk vaktine ki, güneşin parlayıp yükselmeğe başladığı, gündüzün gençliği zamanıdır. “Lâm” cins için olur. Yahut, kuşluk vakitleri içinde seçkin bir kuşluk vaktine ki, “lâm” aht için olarak hakikat güneşinin Muhammed ufkundan doğup “âlemlere Ali, 12 İmam, İmam Cafer, Ehlibeyt, İmam Hüseyin Kerbela ile ilgili belgelerinde, Aleviliğin yazılı kaynağı olarak gösterildiğini görüyoruz. Bu Şii İslami unsurların daha çok 1500 yıllarda Aleviliğin içine eylem değil, söylem olarak girdiği görülmekte. Çünkü dünde bugünde Aleviler ne Sünni, nede Şii İslam’ın Şubir gerçektir ki, dua etmek için kabir başına, yatır taşına gitmeye gerek yoktur. Zira kabirde yatan mevtalar insanların dileklerini yerine getiremezler. Dua eden kişi ile Allah arasında vasıta olamazlar. Çünkü İslâm'da Allah'a sığınmak, O'na dua etmek için bir aracıya ihtiyaç yoktur. Kul, vasıtasız Allah'a iltica eder. Publishingplatform for digital magazines, interactive publications and online catalogs. Convert documents to beautiful publications and share them worldwide. Title: Kuranda-ahlak-ilkeleri-tevrat-zebur-incil, Author: İsmail Salih, Length: 317 pages, Published: 2014-05-10 İBDA Külliyatı’nın başlıca eserlerinden biri, hapiste ve işkence altında yazılan, tab edilmiş olarak üç cilt, tefrika sayısı olarak 415’de kalan; “Konuşan Kedi”. Engare: eksik kalan iş!.. Kahkarî: Birdenbire geri dönme, âniden arkaya dönme. Geri çekilmekle ilgili, geri dönmekle ilgili: 415, en küçük ebcedi 33. Yola Çıkarken Yapılacak Dua. Abdullah İbni Sercis radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yolculuğa çıkarken, “ Yolculuğun güçlüklerinden, üzücü manzaralarla karşılaşmaktan, iyiyken kötü olmaktan, mazlumun bedduasından ve dönüşte mal ve çoluk çoçuğu kötü hallerde Savunduğutez ile ilgili kaynaklar, belgeler, kanıtlardan yararlanma, örneklere. yer verme. 15. Konuyu anlama, konuya hâkim olma 15. Toplam 100. Aldığı Puan. 9. ETKİNLİK. Aşağıdaki görseli yorumlayarak görselle ilgili görüşlerinizi bir paragraf şeklinde yazınız. 86 Kaderile ilgili meselelerin en çok merak edilen konularından ve Kader konusuna ait yüzbinlerce defa okunmuş soru-cevaplardan müteşekkil özel sayfa Ana içeriğe atla Giriş Üye ol Sor (20:00'da) Rastgele Soru Planile ilgili paragraf ? furkannnnnnn Paragrafları doğru anlayabilmek İçin paragrafın yapısı üzerinde, geniş bir bilgiye ve pratiğe sahip olmamız gerekmektedir. Paragraflar genellikle iki gurupta toplanabilir. jg9Q. tanrıya yakarmak, tanrıdan yardım almak icin soylenen sozler "tanrım lütfen iki kere iki dört etmesin" demek bir nevi.. dua etmek tanrının evrende meydana gelen olaylara mudahale ettiğini, çeşitli şekillerde kainatı sürekli olarak değiştirdiğini kabul edip ondan bu kudretini şahsi istekleri gerçekleştirmek yönünde kullanmasını dilemektir. "tanrım anne babamı koru" diye dua eden bir insanın istediği, evrende meydana gelen ve ya çok fazla parametre içerdiği ya da hakim faktörler bilinemediği için sonuçları tahmin edilemeyen durumların, anne babanın iyiliği yönünde gelişmesidir. misal trafik kazası geçiren bir çiftin çocukları, kaza sonrası takla atan araba bir hendeğe yuvarlandı ve meydana gelen boşluktan anne baba dışarı çıkma fısratı buldu diye dualarının kabul edildiğini düşünebilirler. oysa kazanın dinamiğini incelerseniz orada ve aynı o şekilde meydana gelen her kazanın hendekte son bulması gerektiğini keşfederseniz. anne babanın kullandığı araba ile, onların gittiği hızla, onlar kadar yüklü, onların yaptığı yerde onlar gibi kaza yapan herkes, taklalardan sonra mutlak hendekte duracaklardır; araba ve kaza ile ilgili tüm büyüklükleri önceden bilme imkanımız olsaydı, tanrı'ya dua da etsek küfür de etsek kazazedelerin kurtulacağını söyleyebilirdik. tanrı'nın tüm bunlar üzerinde bir denetime sahip olabilmesi için ya onun koyduğu kuralları keyfe keder değiştirmesi ya da fizik kuralları içerisinde kimi esneklikler bulunması gerekirdi. yani kuvvet bazen kütle ile orantılı bazen de orantısız ivmeler kazandırmalıydı cisimlere. böyle bir durum bildiğimiz kadarı ile sözkonusu da bu aşamada heisenberg yetişti imdada. evren'in doğasında en azından belirli bir eşiğin altına indirilemeyecek kadar belirsizlik oldugunu söyleyerek tanrı'ya tüm olan bitene karışma imkanı - ya da en azından buna inanmak isteyenlere bir şans verdi. kauntum fiziğinin tanrı'nın varlığını kanıtladığını savunanların yaptığı da budur aslında; onlar sadece belirsizlik ilkesini bu anlatılan biçimi ile temel alır, diğer fizik kurallarından da işlerine gelenleri seçerler sadece; yoksa modern fizik bütününe bakılınca tanrıyı daha da kısıtlar. olsa da kainatın kendisinin yüzüsuyu hürmetine yaratıldığı söylenen hazreti muhammed bütün kalbiyle bile dua etse artık evrende kadar enerjiye sahip bir foton bulunamayacaktır. malum, tanrı fizik kurallarını keyfe keder değiştirmiyor dedik f her zaman bkz tanrı enerjisi olmayan foton yaratabilr mikutsal kitapların anlattığı biçimi ile akla değer veren, insanları tüm diğer canlılardan onlara sağladığı düşünebilme yetisi ile üstün kılan bir tanrıya inanıyor olsaydım, bizlere en azından kendi varlığına inanmamız için aklımızı kullanarak ulaşabileceğimiz bir delil vermesini, ona dua ettiğimde eğer iyi bir kul olabildiysem duamın kabul edileceğini ve anne babamın fizik kuralları ile değil de onun iradesi ile kurtulacağını bilmek isterdim. kuralları olan bir evren inşa ederek, bizleri üstün kılma biçimini; aklı imandan ayıran ve zeus'a, thor'a inanmakla kendisine inanmak arasında hiç bir formal fark yaratmayan bir tanrı ancak zalim bir tanrı olabilir. dua etmek doğanın üstünlüğünü kabul edipolmasını istediğin şeyler konusunda birkonsantrasyon, güç toplama ve kabullenme güçlü olabilmenin, dolayısıyla varlığını sürdürebilmenin temel koşullarından biri olan varlığından memnun olmayıve şükretmeyi de içerir. bir anlayışa göre, herşeye dışarıdan müdalele edebilen tanrıdan birşeyler istemek olarak algılanır ki bu esasen yanlış bir düşüncedir, aynada kendini görüp korkmaktır. vapurda giderken, yatakta uzanırken, yazı yazarken, bisiklete binerken... insanın yalnız olduğu anlarda olsun, kendisini yalnız hissetmeye çabaladığı anlarda olsun, başkalarıyla birlikteyken olsun her daim gerçekleştirebileceği eylem. bir yakarma; güçsüz olduğunu anlama, kendinden daha güçlü olanı kabul etme çabası. inanan insanın ancak kendi ruhuna izletebileceği-dinletebileceği bir gizli an. sahip olduğumuz sayısız nimetlerin ve yaşadığımız iyiliklerin, güzelliklerin farkında olduğumuzu tanrı'ya anlatmak, bizden kötü durumdaki birçok insana göre daha iyi durumda olduğumuza şükretmek, ondan mümkün olduğunca bu halimizin devam etmesini dilemek, mümkünse daha iyi şartlara kavuşmayı arzu etmek, altından kalkamayacağımız kötülüklerden ve başedemeyeceğimiz zorluklardan tanrı'ya sığınmak, bu samimi tavrımız, içten bağlılığımız ve kayıtsız şartsız teslimiyetimizle, onun sonsuz gücünün koruması altında olduğumuzu hissetmek, rahatlamak, güven duymak, mutlu olmak... ... levent mete'den alinti"bir tanrinin varligina inanmadan dadua edebiliyor insan. ...bosluk tanrisina dua etmek dedenebilir buna." yaşamın belirsizliğinin içinde kendini güvende hissedebilmek için önce bu belirsizliğin üstünde, hepsini aynı anda görüp kontrol etme yetisine sahip bir tanrı figürü inşa edip, sonra da ondan bu yetisini bizim için kullanmasını dilemektir. bilmediğinden korkmaktır aslında, bilmediğini kontrol edebilme isteğidir. gerçekte bir tanrı vardır ya da yoktur, duaları kaale alır ya da almaz, konu bu değil. bunun olabileceğine inanmak, bunu düşünmek bile bir yapbozun eksik parçası gibi cuk oturuyor aslında ihtiyaçlarımıza. yaşadığının ve öleceğinin bilincindeyken, evrendeki çaresizliğini, güçsüzlüğünü ve yalnızlığını içten içe idrak ederken, buna katlanabilmenin yegane yolu, tüm o bilinmezliğin, kayıtsızlığın ötesinde ve senin sahip olmadığın tüm güce sahip bir varlığın senin sesine kulak verebileceğini, ve onun vasitasıyla bile olsa bu belirsizlik üzerinde bir kontrol gücüne sahip olabileceğine inanmak. o yüzden huzur veren, insanın içini rahatlatan birşeydir dua etmek, çaresizlik yandan, duaları duyup yerine getirecek bir tanrının varlığına teknik olarak inanılmıyorsa bile -o zaman adına dua dememekle birlikte-, iyi dileklerin toplamıdır dua. kendin ve başkaları için derleyip topladığın iyi dileklerdir, ve iyi dilek insana iyi hissettirir. sanırım incil'de geçiyor bu dua anafikir böyle olmakla beraber ifadem yanlış olabilir, ancak benim için dua olmaktan öte felsefeye dönüştü. "değiştirebileceğim şeylerle mücadele edebilmek için bana güç, değiştiremeyeceğim şeylere dayanmak için sabır, ve bu ikisini ayırdedebilmek için bana akıl ver" der. kendinden durmadan bir şeyler istemektir. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. İÇERİK BİLGİDilek Duası OkunuşuDilek Duası AnlamıTürkçe Dilek DuasıDilek Duası Kabulü İçin Nelere Dikkat Edilmeli?Dilek Duası Hakkında Hadisler Dilek Duası istek ve arzularımızın gerçekleşmesi için, Allah’a yalvarmak, ondan maddi veya manevi bir şeyler talep etmektir. Nihayetsiz kudret sahibi Allah’tan aciz bir kul bizlerin istemesidir. Dilek duası aslında her dua gibi bir ibadettir. Zira dua gibi ibadetler rızayı ilahiyeye bakar. Bu manada Peygamberimiz “Dua, ibadetin özüdür.” demiştir. Bir vakit bir zat hem kıtlıktan hem fakirlikten ve çocuğunun olmadığından Hasan-ı Basri hazretlerine gelerek şekvada bulunuldu. O mübarek ona istiğfar etmesini söyledi. Nedeni sorulunca, Kurandan üç ayet okudu. O ayetler mealen şunlardı, Rabbinize çokça istiğfar bağışlanma edin ki, böylece gökten bolca yağmur indirsin; ve size, mal ve evlatlar oğullarla yardım etsin, sizin için bahçeler versin, ırmaklar versin. Nuh suresi 10–12 Birisi Peygamber efendimize gelerek çocuklarını idarede sıkıntı çektiğini ifade edince “Neden istiğfar afv dilemek etmiyorsun? Ben günde 100 defa istiğfar ederim” demiştir. Aşağıda verilen istiğfar duası 100 kez okunmalıdır. Dilek Duası Okunuşu Estagfirullah minkülli mâkerihallah, Estagfirullahel’azîm ellezî lâilahe illâhüvel hayyelkayyûme ve etûbüileyh Dilek Duası Anlamı Ey Rabbim senin razı olmadığın şeylerden, yapmış olduklarımı affet ve yapmadıklarımı ise yapmaktan muhafaza et! Kendisinden hariç ilah olmayan Hay diri, Kayyum kaim ve Azîm büyük olan Allah’a istigfar eder tövbe eder ve günahlarımdan pişman olup O’na sığınırım. Türkçe Dilek Duası “Yâ Rabbi! yalnız sana yalvarıyorum. Sevgili Peygamberin Hz. Muhammed hürmetine yalnız senden istiyorum. O ki senin habibindir, o habibini vesile ederek, sana yalvarıyorum. Onun hatırı için kabul eylemeni istiyorum. Ya Rabbi onun hürmetine dualarımı kabul et!” Dilek Duası Kabulü İçin Nelere Dikkat Edilmeli? Dilek duası gibi dualarının kabul edilmesi için bazı şartlar vardır. Dua ettiğinde duayı işiten ve he şeye gücü yeten bir zatın ilahın olduğunu bilmek ve hissetmek ve bundan şüphe etmemektir. Dualarım niçin kabul olmuyor dememeli unutmayalım belki daha vakti vardır ısrarla devam edeceğiz. Duaya tövbe, istiğfar ile başla ve salavat getir duayı yapa ve tekrar salavat ile bitir. Salavatlar makbul dualardır ortası da makbul olur inşallah. Samimane, yalvararak ihlas ile dua etmelidir. Hz. Peygamber Efendimiz sahabelere dedi ki Allah’a günah işlemeyen bir dille dua ediniz. Sahabeler sordular böyle bir dili nasıl bulunacağız. O “Siz birbirinize dua edin! Zira ne sen onun, ne de o senin dilinle günah işlemiştir.” O zaman birbirimize dua edelim.. Dilek Duası Hakkında Hadisler “Allah dualarınızı duanızı kabul eder. Dua ettim, lakin duam kabul olmadı diye acele etmeyiniz! Allah’tan çok isteyiniz! Zira kerem cömert sahibinden istiyorsunuz.” Ama olan bir zat Ya Resulallah! Allah’a dua etseniz de gözlerim açılsa dedi. Peygamber efendimiz de, Güzelce abdest al! Sonra; “Yâ Rabbi! yalnız sana yalvarıyorum. Sevgili Peygamberin Hz. Muhammed hürmetine yalnız senden istiyorum. O ki senin habibindir, o habibini vesile ederek, sana yalvarıyorum. Onun hatırı için kabul eylemeni istiyorum. Ya Rabbi onu şefaatçi yapıyorum, onun hürmetine dualarımı kabul et!”” diyerek dua etmesini istedi. O da, abdest alarak dua etti. Hemen gözleri açıldı. Dilek duası yaptığımızda aceleci olmadan ısrarla ihlasla Allah’tan isteyelim. Muhakkak ki o kullarına pek şefkatli olandır. Selam ve dua ile. Dua nedir, ne anlama gelir? Duanın önemi, fazileti ve faydaları nelerdir? Dua ederken nelere dikkat edilmelidir?Dua etmek ile ilgili hadisler ve hadislerin açıklaması… Enes bin Mâlik Hazretleri’nden rivâyet edildiğine göre Nebiyy-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuştur “Dua, kulluğun özüdür.” Tirmizî, Deavât, 1/3371 Hz. Ayşe şöyle der “Resûlullah özlü dualardan hoşlanır, bunun hâricindekileri terk ederdi.” Ebû Dâvûd, Vitir, 23/1482 Fedâle bin Ubeyd’in şöyle dediği rivâyet edilmiştir Resûlullah bir adamın namazında Allah Teâlâ’yı senâ etmeden ve Peygamber Efendimiz’e salavat getirmeden dua ettiğini duymuştu. Bunun üzerine “–Şu adam acele etti!” buyurdu. Sonra adamı çağırıp ona -veya bir başkasına- “–Sizden biriniz namaz kıldığı vakit, önce Rabbini tâzim ve senâ etsin, sonra Peygamber’e salavat getirsin, bundan sonra da istediği şekilde dua etsin!” buyurdu. Ebû Dâvûd, Vitir, 23/1481 Übeyy bin Kâ’b’dan rivâyet edildiğine göre, Resûlullah birisinden bahsedip de ona dua edeceği zaman, önce kendisine dua ederek başlardı. Tirmizî, Deavât, 10/3385 Ebû Hüreyre’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur “Herhangi biriniz; Rabbime kaç defa dua ettim de duamı kabul buyurmadı» diyerek acele etmediği müddetçe duası kabul edilir.” Buhârî, Deavât, 22; Müslim, Zikir, 90, 91. Ayrıca bkz. Ebû Dâvûd, Vitir, 23; Tirmizî, Deavât, 12; İbn-i Mâce, Dua, 7 Ebü’d-Derdâ der ki Resûlullah şöyle buyurdu “Bir Müslüman, yanında bulunmayan bir din kardeşi için dua ederse, mutlaka melek de ona, Aynı şeyler sana da verilsin» diye dua eder.” Müslim, Zikir, 86. Ayrıca bkz. Ebû Dâvûd, Vitir, 29 Hadisleri Nasıl Anlamalıyız? Âyet-i kerimede “Rabbiniz şöyle buyurdu Bana dua edin, icâbet edeyim. Çünkü bana ibadet dua etmeyi kendilerine yediremeyenler, cehenneme zelîl olmuş bir hâlde gireceklerdir.” buyuran Rabbimiz, kulluğun temel şartının dua olduğunu beyan etmiştir. DUA NEDİR, NE ANLAMA GELİR? Çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek anlamlarına gelen dua, “kulun bütün benliğiyle Allah’a yönelmesi” ya da “gücü sınırlı ve sonlu bir varlık olan insanın, sınırsız ve sonsuz bir kudret karşısında âcizliğini kabul ederek yardım dilemesi”dir. Dua, kulluk şuuruyla Hakk’a yönelip, tevazu ve mahviyet içinde, ihtiyaçlarımızı O’na arz etmemizdir. Aslında dualarımızla biz, beşerî isteklerimizin gerçekleşmesinden ziyâde, Rabbimiz’e tâzîmimizi, îtimâdımızı ve her şeyi O’ndan beklediğimizi izhar ederiz. Dua eden bir kimse, bütün gönlüyle Allah’a yönelip ilticâ edebildiği takdirde, kendisine her şeyden daha yakın olan Rabbine karşı, saygısını ifade etmiş olur. ALLAH’A ULAŞABİLMENİN EN KOLAY YOLU Kur’ân’a göre dua etmek, Allah’a ulaşabilmenin en kolay yoludur. Zira O, insana şah damarından daha yakın olan, her şeyi bilen ve işitendir... İnsanın içinden geçirdiği tek bir düşünce bile Allah’a gizli kalmaz. İşte Cenâb-ı Hak, bu husustaki bütün şüpheleri bertaraf ederek kullarını irşâd için buyuruyor ki “Kullarım sana beni sorarlarsa, ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit, dua edenin dileğine karşılık veririm. O hâlde kullarım da benim dâvetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulabilsinler.” Bakara 2/186 İnsan, kulluğunun şuurunda olduğu müddetçe, Allah katında bir değer kazanabilir. Bu yüzden insanın Allah’a yönelmesi, hataları konusunda Rabbine tevbe etmesi ve sadece O’ndan yardım dilemesi gerekmektedir. Günümüzde, sadece beş vakit namazın veya belli bir kısım ibadetlerin sonuna sıkıştırılarak küçültülen dua, gerçekte hayatın tamamını kaplar ve onun mihverini teşkîl eder. Hayatı duasız düşünmek mümkün değildir. Yaşadığımız hayat, baştan sona kadar duadan ibarettir. Dikkat edilirse görülür ki, duayı önemsemeyenler, ibadete ehemmiyet vermeyenlerdir. Bunlar Allah’a yalvarmayı ihmal eder de, yaratıkların teveccühüne mazhar olmayı cana minnet bilirler. Hâlbuki Peygamber Efendimiz, ibadetin özünün dua olduğunu haber vermiştir. DUANIN ÖNEMİ VE FAZİLETİ Diğer bir hadiste ise “Dua, ibadetin tâ kendisidir.” buyurmuştur. Ebû Dâvûd, Vitr, 23/1479; Tirmizî, Tefsîr, 2/2969 Bu beyan, duanın kulluktaki ehemmiyetine dikkat çekmek içindir. Yoksa dua ibadet olmakla birlikte, ondan başka birçok ibadetler de vardır. Duanın bu derece büyük kıymeti hâiz olması, onun, bütün ihtiyaçlarda Allah’ın karşısında tevâzû ile boyun büküp yalvarmaktan ibaret olan mâhiyetinden ileri gelmektedir. “Dua, ibadetin ta kendisidir” hadisine benzeyen başka hadis-i şerifler de vardır. Meselâ; “Hac Arafat’tır” hadisi bunlardan biridir. Herkes bilir ki, hac ibadeti Arefe günü Arafat’ta vakfeden ibaret değildir. Haccın pek önemli bir diğer farzı da tavaftır. Ama Arefe günü, belli bir süre Arafat’ta durmayan kimse hacı olamaz. İşte Arefe günü vakfe, haccın en mühim esası olduğu gibi, dua da ibadetin/kulluğun en ehemmiyetli esası ve temelidir. Öyle ise, dua, kabul edilsin veya edilmesin bir ibadet olmaktadır. Çünkü dua ile kişi, ihtiyacını temindeki aczini idrak etmiş, bunu ancak her şeye kâdir olan Rabbinin lûtfedeceği şuuruna ermiş ve bu sebeple O’na iltica etmiş olmaktadır. “De ki Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?” âyet-i kerimesini, “Allah katında, duadan daha kıymetli bir şey yoktur” şeklinde açıklayan Efendimiz “Allah’ın fazlından isteyiniz! Zira Allah Teâlâ, kendisinden istenilmesinden hoşlanır” buyurmak sûretiyle, bizleri sürekli Allah’tan istemeye teşvik etmiştir. Efendimiz “Her biriniz bütün ihtiyaçlarını Rabbinden istesin! Hatta koptuğunda ayakkabı bağını bile!..” buyurmakta ve Müslümanın hayatını dua ile bütünleştirmektedir. Peygamber Efendimiz’in her tavsiyesine olduğu gibi, bu tavsiyesine de sıkı sıkıya yapışan Abdullah bin Ömer şöyle demiştir “Her işimde Allah’a dua ederim, hattâ hayvanımın yürüyüşüne genişlik ve kolaylık vermesi hususunda bile… Bundan dolayı, beni sevindiren sonuçlarla da karşılaşırım.” Buhârî, el-Edebü’l-müfred, no 628 Ayşe vâlidemiz, Peygamber Efendimiz’in özlü duaları sevdiğini ifade etmiştir. Cenâb-ı Hak, Efendimiz’e “Cevâmiu’l-Kelim Az sözle çok mânâ ifade etme” hususiyetini bahşetmiştir. Bu sebeple o, konuşmaları gibi dualarını da özlü yapardı. DUA ETMENİN ADABI VE KABULÜNÜN SIRLARI Diğer mü’minler de, hâllerini ve ihtiyaçlarını Allah’a arzederken kısa ve özlü sözleri seçmelidirler. Kişi dua ederken Rabbinin huzurunda olduğunu düşünmeli, ağzından çıkana dikkat etmelidir. Dua, dileklerin Cenâb-ı Hakk’a arzedilmesi olduğuna göre, O’ndan dünya ve âhiret için faydalı şeyler istemelidir. Sa’d bin Ebû Vakkas’ın oğlu şöyle der “Babam, benim; Allah’ım! Senden Cenneti, Cennetin nimetlerini, güzelliğini, şunları ve şunları isterim. Cehennemden, Cehennemdeki zincirlerden, şunlardan ve bunlardan... sana sığınırım» dediğimi duydu. Bunun üzerine bana şöyle dedi –Yavrucuğum! Böyle yapma, ben Peygamber Efendimiz’i “Duada haddi aşan bir topluluk gelecek” buyururken işittim. Sakın sen onlardan olma! Şüphesiz sana cennet verilirse, içindeki hayırlarla birlikte verilir. Cehennemden korunursan, ondaki şerlerden de korunursun.»” Ebû Dâvud, Vitir, 23/1480; Tahâret, 45/96; Ahmed, I, 172, 183, 269 DUADA HADDİ AŞMA! Duada haddi aşmak birkaç türlü açıklanmıştır. Hadis metninde olduğu gibi, bütün olarak istenilen şeyin teferruatını tekrar sayıp dökmek, “Araçsız gökyüzüne çıkmak”, “bir dağın altına dönüşmesi” ve “ölülerin dirilmesi” gibi normal şartlar hâricindeki şeyleri istemek, Söylenilen sözlerin secîli olmasına çalışmak, birbirine benzeyen kelimeleri sıralamak yani cümleleri şiir okur gibi kâfiyeli söylemek için gayret sarf etmek ve dua ederken bağırıp çağırmaktır. Nitekim İbn-i Abbâs bu hususa işaretle şöyle demiştir “Duada secîden kaçın. Zira ben, Resûlullah ve Ashab-ı Kirâm devrinde yaşadım, onlar böyle bir şey yapmıyorlardı.” Buhârî, Deavat, 20 “Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez” âyet-i kerimesini görmezden ve bilmezden gelerek bağıra çağıra ve âdeta emredercesine dua eden, bir söylediğini değişik ifadelerle tekrarlayıp duran duahanların hâli, gerçekten hüzün vericidir. Kendisine dua etmemizi emreden, dua edersek bizi geri çevirmeyeceğini vaad buyuran Cenâb-ı Mevlâ, nasıl dua etmemiz gerektiğini tarif etmiş, Resûlullah da bunun sayısız örneklerini ortaya koymuştur. Kula yakışan; Rabbinin huzurunda olduğunu unutmadan, yalvaran bir edâ ile gayet ölçülü bir ses ve özlü ifadelerle dua etmesidir. DUALAR ARASINDA 70 KAT FARK VAR Hasan-ı Basrî şöyle demiştir “Allah Teâla takvalı kalbi ve gizlice yapılan duayı bilir. - İnsan isterse komşusu dahi fark etmeyecek şekilde Kur’ân’ı ezberlemiş olsun, - İnsanlar fark etmeyecek şekilde nice Fıkıh meselelerini okuyup anlamış olsun, - Misafirinin bile fark etmeyeceği şekilde uzun uzun namaz kılsın, Allah Teâlâ bütün bunları bilir. Öyle zatlarla müşerref olduk ki - Gizlice yapabilecekleri hiçbir ameli açıktan yapmazlardı. - Çok büyük bir gayretle dua ettikleri halde dua esnasında sesleri duyulmazdı. Duaları kendileri ile Rableri arasındaki fısıltı şeklinde bir münâcâttan ibaretti. Zira Allah Teâlâ Rabbinize, yalvarıp yakararak ve gizlice dua edin» buyurmuş, Zekeriya’yı överek Hani o, Rabbine gizli bir seslenişle seslenmişti» demiştir. Kulun gizlice dua etmesi ile aleni olarak dua etmesi arasında yetmiş kat fark vardır.” Zemahşeri, Keşşâf, Araf 7/55’in tefsirinde DUA EDERKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ? Bizlere her konuda en güzel örnek olan Efendimiz, duadaki edep ve inceliklerle ilgili dikkat edilmesi gereken hususları da açıklamıştır Dua ederken Allah Teâlâ’ya hamd ü senâ, Efendimiz’e de salat ü selam ile başlamak gerekir. Duanın, istek ve ihtiyaçlarımızı Allah’a arzetmekten başka, Allah’ı anmanın ve yüceltmenin bir yolu olduğunu söylemiştik. Kur’ân’da, bilhassa Peygamberlerin dualarında, Rabbimiz sıfatları ile birlikte yüceltilmektedir. Efendimiz de hamd ve salât ü selâm olmadan başlanan bir duayı, acelecilik olarak nitelemektedir. Çünkü dua esnasında insan, Allah’tan başka her şeyden alakayı kesip sadece O’na yönelerek âcizliğini en güzel şekilde hissedebilmek için, önce hamd etmeli, sonra İslâm nimetini getiren Efendimiz’e minnet borcu olarak salât ü selâm getirmeli, daha sonra da duaya geçmelidir. Bu, âdeta bir kapıyı vururken, o kapının anahtarlarını elinde tutan zâta selâm vermek gibidir. Diğer taraftan, salât ve selâmın mânâsı, Cenâb-ı Hak’tan Hz. İbrahim ve onun âilesine verilenlerin, ay-nen Efendimiz’e de verilmesini talep etmek ve Hz. İbrahim’in gönüllerde kazandığı saygıya denk bir saygıyı Allah Resûlü için de arzu etmektir. Böyle makbûl iki duanın arkasından gelen bir isteğin kabûl edilmesi de, bir yönden teminat altına alınmış olur. Bir gün Resûlullah Mescid’de otururken içeriye bir adam girdi. Namaz kılıp, “Allah’ım, beni bağışla bana merhamet et!” diye dua etti. Bunun üzerine Resûlullah “–Ey namaz kılan adam! Acele ettin. Namazını kılıp da oturduğun zaman lâyık olduğu şekilde Allah’a hamd et, sonra bana salavat getir. Sonra da ona dua et” buyurdu. Daha sonra başka bir adam namaz kıldı. Namazdan sonra Allah’a hamd etti, Peygamber’e salavat getirdi. Resûlullah bu zata “–Ey namaz kılan! Dua et, karşılık görürsün” buyurdu. Tirmizî, Deavât, 64/3476; Ebû Dâvûd, Vitir, 23/1481 Duanın bir diğer âdâbı da insanın kendisinden başlayarak yakından uzağa doğru dua etmesidir. Nitekim insanın malını harcarken ve sadaka verirken de aynı usûlü takip etmesi tavsiye edilmiştir. Bu durum, bencillik değildir. İnsan her şeyden evvel kendisini kurtarmak mecbûriyetindedir. Herkesin bazı günahlarının ve bir takım ihtiyaçlarının olacağı da muhakkaktır. Bu durumda kişinin, kendisini atlayarak başkalarına dua etmesi, belki de müstağnîlik mânâsı taşıyacaktır. Dolayısıyla mü’minin, büyük bir tevâzû ile herkesten çok kendisinin mağfirete ve rahmet-i ilâhiyeye muhtaç olduğunu düşünüp evvelâ kendisine, sonra da diğer insanlara dua etmesi daha güzel olur. DUADA ISRARCI OLMAK DOĞRU MU? Allah’a hamd ve Resûlü’ne salât ü selamla başlanan bir duada, arzu ve isteklerimizi Rabbimize arzettikten sonra, neticeyi elde etme hususunda aceleci davranmamak gerekir. Zira beşinci hadisimizde “Rabbime kaç defa dua ettim de duamı kabul etmedi” diyerek acele etmediğimiz müddetçe duamızın er veya geç kabul edileceği müjdelenmektedir. Bu da, “Kulum beni nasıl düşünürse ben ona öyle tecellî ederim” hadis-i kutsîsinin ifadesiyle Cenâb-ı Hakk’ın, acele etmeden dua eden kuluna rahmetiyle yöneleceğini ifade etmektedir. Dolayısıyla âdâbına riâyetle dua edebilmek, kul için büyük bir lûtuftur. Resûlullah şöyle buyurur “Kime dua kapısı açılırsa, ona rahmet kapıları açılır. Allah’ın en çok sevdiği şey, kendisinden âfiyet istenilmesidir. Dua, inen ve inmeyen belâlara karşı faydalı olur. Onun için ey Allah’ın kulları, duaya sarılınız.” Tirmizî, Deavât, 101/3548 Dua eden bir kimsenin, duasının karşılığı geciktiği veya başka bir şekilde tecelli ettiği için, “dua ettim fakat kabul edilmedi” demesi, yaptığı duayı başa kakıp ye’se düşmesi anlamına gelir ki, bu imanî açıdan da tehlike arz etmektedir. Zira âyet-i kerimede “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü, Allah’ın rahmetinden ancak kâfirler topluluğu ümit keser” buyrulur. Yûsuf 12/87 İnsan bazen istediği şeyin gerçekleşmediğini görünce duasının kabul edilmediğini zanneder. Hâlbuki duanın kabulü birkaç türlü olabilir. Nitekim Resûlullah “Yeryüzünde bir Müslüman Allah’tan bir şey dilerse, günah bir şeyi istemediği veya akrabası ile alâkasını kesmeyi arzu etmediği sürece, Allah onun dileğini mutlaka yerine getirir veya ona vereceği şey kadar bir kötülüğü kendisinden giderir” buyurmuştur. Efendimiz’in bu sözü üzerine, orada bulunanlardan biri “–O takdirde biz Allah’tan çok şey isteriz” deyince Resûl-i Ekrem “–Allah’ın lûtfu, sizin istediğiniz şeylerden daha çok ve geniştir” buyurmuştur. Tirmizî, Deavât, 115/3573; 9/3381 Diğer rivâyetlerde “veya Allah Teâlâ onun duâsını âhirete saklar, orada duası sebebiyle kendisine ihsanlarda bulunur” ziyâdesi yer almaktadır. Ahmed, III, 18; Hâkim, I, 670/1816; Buhârî, el-Edebü’l-müfred, s. 374, no 710 Zeyd bin Eslem şöyle der “Dua eden herkes, muhakkak şu üç şeyden birini elde eder Ya duası kabul edilir, ya kendisi için âhirete saklanır, ya da yaptığı dua günahlarına kefaret olur.” Muvatta’, Kur’ân, 36 DUANIN FAYDALARI Duanın faydalarından bahseden rivâyetlerde şöyle buyrulur “Kazayı ancak dua geri çevirir, ömrü de ancak iyilik uzatır.” Tirmizî, Kader, 6/2139; İbn-i Mâce, Mukaddime, 10; Ahmed, II, 316, 350; V, 277, 280 “Sizi düşmanlarınızdan kurtaracak ve rızkınızı bollaştıracak bir şeyden bahsedeyim mi? Gecenizde ve gündüzünüzde Allah’a dua edersiniz. Çünkü, dua mü’minin silâhıdır.” Heysemî, X, 147 Tabiî ki dualarımızda sonsuz teslimiyetle birlikte, kabulü için gerekli şartlara da riayet etmemiz gerekmektedir. Bütün şartlarına riâyet ederek dua ettiği hâlde, duasının kabul edilmediğini söyleyen kimse mutlaka yanılmıştır. Ya kendisinde bir kusur vardır ya da duası, yukarıda işaret ettiğimiz yollardan biri ile kabul edilmiştir. Duanın kabul edilmesi için en mühim şartlardan biri helâl gıda ile beslenmektir. Allah Resûlü şöyle buyurmuştur “Bir kimse Allah yolunda uzun seferler yapar. Saçı başı dağınık, toza toprağa bulanmış vaziyette ellerini semâya kaldırır; Yâ Rabbî! Yâ Rabbî! diye dua eder. Hâlbuki onun yediği haram, içtiği haram, gıdası haramdır. Böyle birinin duası nasıl kabul edilir!” Müslim, Zekât, 65; Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 3 DUANIN RÜKÜNLERİ, KANATLARI, SEBEPLERİ VE VAKİTLERİ İbn-i Atâ Hazretleri, duanın rükünleri, kanatları, sebepleri ve vakitleri olduğunu söyler ve “Duanın rükünleri tam olursa kuvvetlenir, kanatları uygun olursa semâlara uçar, vakitlerine rastlarsa kazanır, sebepleri bulunursa hedefine ulaşır. Duanın rükünleri kalp huzuru, şefkat, itaat ve huşu; kanatları doğruluk; vakti seher; sebepleri de Hz. Muhammed’e salavattır” der. N. Yeniel-H. Kayapınar, Sünen-i Ebû Dâvûd Terceme ve Şerhi, V, 479 Resûlullah, duanın yapılacağı zamanın da önemli olduğunu muhtelif hadis-i şeriflerinde bildirmiştir. Ezan okunurken, savaş anında düşmanla karşı karşıya gelindiği sırada, ezan ile kâmet arasında, Cuma günü kullara gizlenmiş olan kısa bir vakitte, gecenin son saatlerinde, farz namazlardan sonra ve yağmur yağarken yapılacak duaların makbul olduğunu haber vermiştir. Resûlullah şöyle buyurmuştur “Rükûda âlemlerin Rabbine tâzim ediniz. Secdede ise dua etmeye çalışınız; çünkü oradaki duanızın kabul olma ihtimâli daha fazladır.” Müslim, Salât, 207; Ebû Dâvûd, Salât, 148/876; Nesâî, Tatbîk, 8, 62 “Kulun Rabbine en yakın olduğu hâl, secde hâlidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakınız!” Müslim, Salât, 215; Ebû Dâvûd, Salât, 148/875; Nesâî, Tatbîk, 78 İslâm’ı, bir hayat nizamı olarak gönderen Rabbimiz, mü’minleri kardeş ilan etmiş, mü’minlerin birbirlerine muhabbet beslemelerini, birbirlerinin hayrını ve saâdetini istemelerini, bunun için de birbirlerine dua etmelerini tavsiye etmiştir. DİN KARDEŞİNE GIYABEN DUA ETMEK Efendimiz, kendisi sürekli dua ettiği gibi bizlere de diğer Müslüman kardeşlerimiz için dua etmemizi tavsiye etmiştir. Altıncı hadisimizde “Bir Müslüman, yanında bulunmayan bir din kardeşi için dua ederse, mutlaka melek de ona, Aynı şeyler sana da verilsin!» diye dua eder” buyurmak suretiyle, dualarımızda dikkat edeceğimiz bir inceliğe daha işaret etmiştir. Hz. Ömer bir gün umre yapmak için izin istediğinde Resûlullah “Sevgili kardeşim, bizi de duadan unutma!” buyurmuştur. “Sevgili kardeşim” ifadesiyle Hz. Ömer’in gönlünü fetheden Efendimiz, aynı zamanda birbirimizden nasıl dua isteyeceğimiz hususunda bizlere en güzel örnek olmuştur. Böyle bir iltifata mazhar olan Hz. Ömer “Hz. Peygamber’in bana bu hitabı, benim için dünyaya bedeldir. Dünyayı verselerdi bu kadar sevinmezdim” diyerek Allah Resûlü’nün iltifatına nâil olmanın sahabe için ne anlam ifade ettiğini ortaya koymuştur. Bkz. Ebû Dâvûd, Vitir, 23/1498; Tirmizî, Deavât, 109/3562; İbn-i Mâce, Menâsık, 5 Hadisimizde Müslümanların, din kardeşleri için gıyâben yaptıkları duaların mutlaka kabul edildiği, ayrıca kardeşlerine istedikleri şeyin aynen kendilerine de verilmesi için bir meleğin onlara dua ettiği bildirilmektedir. “Bir kimsenin gıyâbı” denildiği zaman, önce “ondan uzakta, onun bulunmadığı yer” akla gelir. Burada zikredilen “gıyab”dan maksat, dua edilen kişinin, dua edeni işitmemesidir. Yani kendisi için yapılan duadan haberdar olmamasıdır. Bu, bedenî uzaklıkla olabileceği gibi, kişinin kalbiyle veya arkadaşının duyamayacağı kadar kısık bir sesle dua etmesi ile de mümkündür. Müslümanlara gıyâben yapılan dualar, tam bir samimiyet taşıdığı, gösteriş ve riyâdan uzak olduğu için bu derece büyük bir ehemmiyet arz etmektedir. Üstelik bu, dua edenin âlicenaplığına delâlet eder ve onu kıskançlık, hırs gibi kötü huylardan uzaklaştırır. “Sizden biri, kendisi için istediğini Müslüman kardeşi için de istemedikçe kâmil imana sahip olamaz” hadisindeki yüce duyguyu gerçekleştirir. Müslümanı fedakârlığa alıştırır. DUA ÖĞRETEN AYETLER Müslümanların birbirleri için dua etmelerini emreden ve bunu nasıl yapmaları gerektiğini öğreten âyetler, konunun önemini açık bir şekilde ortaya koymaktadır “Ey Rabbimiz! Hesap sorulduğu gün beni, anne babamı ve bütün mü’minleri mağfiret eyle!” İbrahim 14/41 “…Hem kendin hem de erkek ve kadın mü’minlerin günahları için mağfiret dile!” Muhammed 47/19 “Bunlardan sonra gelenler de şöyle derler Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden evvel iman eden kardeşlerimizi bağışla!” Haşr 59/10 Ekonomik bağımsızlığını elde ettikçe muhtaçlık duygusunu kaybeden insanlık, kendisini her şeyden müstağni görmekte, yaratan Rabbine dua etmekten her geçen gün daha da uzaklaşmaktadır. Bu ise onun hem dünyası hem de âhireti için büyük bir zarardır. Dolayısıyla mü’minlerin bir an evvel kulluğun özü olan duaya dönmeleri ve devamlı dua hâlinde yaşamaya gayret etmeleri lâzımdır. Kaynak Dr. Murat Kaya, Efendimiz’den Hayat Ölçüleri, Erkam Yayınları İslam ve İhsan Dilek Duası Gökte ve yerde ne varsa her şeyin sahibi olan yaratıcı Yüce Allah ile kul arasında bir iletişim aracı olan dua kişinin rabbinden isteyeceği manevi isteklerle beraber dünya hayatı için de istenecek istek ve dileklerdir. Bir istekte bulunurken uygun bir şekilde dua edip Yüce Allah'tan dileklerinize niyaz edebiliriz. Kulun istediği herhangi bir dilek için dilek duasını okuması yanlış bir şey değildir. Çünkü dualar Allah'tan istediğimiz bir çok şeyin anahtarıdır. Ancak Yüce Allah'a edilen duaların kabul olup olmamasının kul için hayır ya da şey olduğunu hiç kimse bilemez. Bu yalnızca Allah'ın bileceği bir iştir. Bu nedenle dilek duası ederken Her zaman hayırlısı diye dua edilmesinde fayda duası, okunurken yüce Allah'a tam anlamıyla inanarak dua etmeli ve duanın kabul olmayacağı hiç akla getirilmemelidir. Kişi kesinlikle neden benim dualarım kabul olmuyor diye de düşünmemelidir. Çünkü dileğin kabul olup olmaması, Allah'ın kulunun duasına cevap vermediği anlamına gelmez. Elbette ki Yüce Allah kulunun duasına bir şekilde cevap verir. Dilek ve duaları kabul olmayan kişiler niye duam kabul olmadı diye düşünmemeli ve Allah'tan umudunu kesmeyerek daha çok dilek de bulunmalıdır. Çünkü Allah Kerem sahibidir. Bu nedenle dilekte bulunurken sabırlı olunmalı ve duaya başlamadan evvel Allah'a hamd ve salavat getirilmelidir. Dilek duası kulların yüce Allah'tan yerine getirilmesi için istediği bir dilektir ve dileklerin kabul olması için okunacak birçok dua duası okunuşu; havle vela kuvvete illa billahi'l Aliyyi'l Azim. Allahümme inni es'elüke ya Kadimü, ya Daimü, Ya Ferdü, ya Vitru, ya Ahadu, ya Samedü, ya Hayyü, ya Kayyumü, ya Ze'l Celali ve'l İkram. Fe in tevellev fe kul hasbiyallahü la ilahe illahü aleyhi tevekkeltü ve Hüve Rabbü'l Arşi'l duası anlamı; Bismillahirrahmanirrahim. Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla! ''Güç ve kudret, büyük ve yüce olan Allah'a aittir. Allah'ım, senden istiyorum; ey Eevveli olmayan, ey daim olan, ey tek olan, ey bir olan, ey ehat olan, ey ebedi olan, ey kayyum. Ey celal ve ikram sahibi olan. Yine de yüz çevirirlerse o zaman deki Bana Allah yete, ki O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. O'na tevekkül ettim ve O, büyük Arş'ın sahibidir.''Dilek duası, ulaşıması oldukça zor olan bir şeyin gerçekleşmesi ya da bir sınavı kazanması için okunabilir. Kişi lek duasını inanarak okumaya devam ederse istediği dilekler Allah'ın izniyle inşallah yerine duası ile ilgili rivayetler, bir gün gözleri görmeyen bir kişi peygamber efendimizin yanına gelerek şöyle dedi ''Ya Resulallah benim için Allah-u Teala'ya dua et. Gözlerim açılsın.'' Peygamber Efendimiz bu çaresiz kula; önce güzel bir abdest al ve günahlarından tövbe ettikten sonra yüce Allaha şöyle dua et ''Yarabbim sevgili peygamber Hz. Muhammed aracılığı ile sana yalvarıyorum, sevgili peygamberimiz Hazreti Muhammed'i vesile ederek ve Muhammed'in hatırı için bu dileğimi senin kabul etmeni istiyorum. Allah'ım peygamberimiz Hazreti Muhammedi bana şefaatçi eyle ve peygamberimizin hürmeti için dileğimi kabul et.'' Bu kişi Peygamber Efendimizin söylediği gibi güzel bir abdest alıp tövbe ettikten sonra Allah'a inanarak ve Peygamber Efendimizi vesile ederek dua etti. Dileği hemen yerine geldi ve gözleri dilek duası ile birlikte cuma günü yatsı namazı kılındıktan sonra hiç kimseyle konuşmadan '' La ilahe illa ente ya hannanu ya mennenu ya bedias semavati vel erdı ya zel celali vel ikram'' duası okunursa kul dünyaya da ahiretle ilgili dileğine Allah'ın izniyle kavuşur. Ancak bilinmelidir ki kulun dileklerinin Allah katında kabul olması için kulun birçok vazifesini yerine getirmesi gerekir. Yalnızca dua ederek dileklerin kabulünü beklemek yanlıştır. Bu nedenle kulluk vazifelerinin yerine getirilmesi de dua kadar önemli bir konudur. Son Güncelleme 093040 Dilek Duası ile ilgili bu madde bir taslaktır. Madde içeriğini geliştirerek Herkese açık dizin kaynağımıza katkıda bulunabilirsiniz. 0 Yorum Yapılmış "Dilek Duası" Kayıtlı yorum bulunamadı ilk yorumu siz ekleyin Anında Kabul Olan Dua Anında Kabul Olan Dua Dua ile ilgili olarak alimlerin bildirdiği iki husus vardır Bunlardan birinin duaya mutlaka cevap verildiği, diğerinin ise kabul edildiği şeklindedir. Buradan anlaşıldığı üzere duaya Cenabı Allah’ın cevap vermesi ayrı, kabu... Haksızlığa Uğrayanın Duası Haksızlığa uğrayanın duası, Allahu Teala mazlumların kimsesizlerin yanında olduğunu bildirir. Bildirerek onlara karşı zalimlik yapan onları aşağılayarak fakir gören kişileri hekal edeceğini buyurmuştur. Bu sebepten dolayı kişiye zulme ve haksızlığa u... Cüzdan Duası Cüzdan Duası; Helalinden çalışan her kişinin arzusu, bereketli kazanç elde etmek, kazancının bereketini görebilmektir. Bereketi olmayan mal, para ya da her türlü rızık bir elden diğer ele geçene kadar uçup giden tüy gibidir. malın ya da paranın ne ka... İsmi Azam Duası İsmi Azam Duası; Kulun en çok ettiği dua; ettiği duaların kabul olunmasıdır. Duanın kabul olunması en büyük mutluluktur ve kul duasının kabulü için gerekli her şartı öğrenip uygulamak için çok titizlenir. Allah Rasulu dahi kabul olunmayacak ... Müşteri Çekme Duası Müşteri Çekme Duası; Müşteri çekme duasının amacı; iş yerimizdeki bolluk ve bereketi arttırmak kazancımızı yükseltmek amacı ile olur. Şunu belirtmek isteriz ki; her insanın tayin edilmiş belli bir rızkı vardır. Öncelikle bir insan işinin bollaşmasını... Rabbi Yessir Duası Rabbi yessir duası, Kuran-ı Kerim'de geçen bir ayet değildir. Bir duadır. Rabbi Yessir duası işleri kolaylaştırmak için okunan, okunduğu zaman insana bir ferahlık ve rahatlık veren bir duadır. Allah bütün mümin kullar için kolaylık diler zorluk istem... Sevgiliye Dua Sevgiliye dua, insanoğlu yaşadığı sürece bir çok şey için dua etmektedirler. Bu duaların içerisinde en çok sevgiliye dualar edilmektedir. Yaşanılan sorunlardan kaynaklı edilen dualar, kavuşmak için edilen dualar, evlenmek için edilen dualar, her ş... Hayırlı İş Duası Hayırlı iş duası; günümüzde insanlar geçimlerini para ile sağlamaktadır. Tabii ki para kazanmak için bir işte çalışmak gerekir. Herkes kendi yeteneğine ve eğitimine göre iş arar yada böyle bir işte çalışır. Müslüman bir insanın çalıştığı işte arayaca... Kendini Sevdirme Duası Kendini sevdirme duası; İnsanoğlu doğası gereği sevgi görmek, sayılmak ister. İnsanoğlunun sadece maddi değil manevi ve ruhi ihtiyaçları da vardır. Bu ihtiyaçların hepsini karşılayabildiği zaman mutlu olur ve etrafındakileri de mutlu eder. Kişi eğer ... Rüyada İstediğini Görmek İçin Dua Rüyada istediğini görmek için dua, kişinin yatmadan önce yapacağı dualar ile rüyasında görmek istediği şeyleri göreceği belirtilmektedir. Dinimizde istihare olarak belirtilen bu uygulamanın yapılması halinde kişinin hakkında hayırlı olan şeyi veya ha... Kötülerin Şerrinden Korunmak İçin Dua Kötülerin Şerrinden Korunmak İçin Dua, her kişiye karşı iyi olmak ve bu dünyada rahat ve huzurlu bir yaşam sürmek acaba mümkün mü? Çünkü şeytan bitkiler ve hayvanlar üzerinde değil, insanların üzerinde kötülüğü yürütmeye devam etmektedir. İnsan ne ka... Şans Açma Duası Şans açma duası, günlük yaşantısında kişiler işlerinin yolunda gitmesi ve şanslarının önü açık olsun diye bir takım dualar ederler. Bu durum iş, para, aşk veya sağlık gibi her konuda olabilir. İnsan her konuda şansının iyi gitmesini ister. Fakat herk... Anında Kabul Olan Dua Haksızlığa Uğrayanın Duası Cüzdan Duası İsmi Azam Duası Müşteri Çekme Duası Rabbi Yessir Duası Sevgiliye Dua Hayırlı İş Duası Kendini Sevdirme Duası Rüyada İstediğini Görmek İçin Dua Kötülerin Şerrinden Korunmak İçin Dua Şans Açma Duası Bolluk Bereket Duası İsrafu Umar Duası Beddua Duası Yağmur Yağarken Okunacak Dua İçkiyi Bıraktırma Duası Elhamdülillah Duası Vakıa Suresi Duası İkna Etme Duası Güçlü Olmak İçin Dua Yüz Güzelliği İçin Okunacak Dua Para Duası Bağışlama Duası Koruma Duası Mahkeme Duası Besmele Duası Rukye Duası Mübin Duası 21 Besmele Duası Popüler İçerik Bolluk Bereket Duası Bolluk Bereket Duası, aile içerisinde yaşanabilecek maddi ve manevi sıkıntılara karşı okunulan, işyerlerinde oluşacak veya oluşmuş olan sıkıntıların g... İsrafu Umar Duası israfu umar duası sahih kaynaklarda olmayan bir duadır. Kesinlikle ayet ya da hadis kaynaklı değildir. Rızık için okunması tavsiye edilen, bir kaç gün... Beddua Duası Beddua duası; Kafirlerin, zalimlerin, fasıkların ve isyankar kimselerin ıslah olmaları için dua etmek gerektiği gibi, mü'minlerin daima iyiliği için d... Yağmur Yağarken Okunacak Dua Yağmur yağarken okunacak dua, Özellikle yağmur yağdığı zaman Allah'a şükür edilmesi ile birlikte Peygamber Efendimize Salat getirilmesi oldukça önemli... İçkiyi Bıraktırma Duası İçkiyi Bıraktırma Duası; İnsanın bedenine ve aklına zafiyet veren, yaptığı işi ve söylediği sözü bilmez duruma getiren her şey haramdır. Beden ve akıl... Elhamdülillah Duası Elhamdülillah Duası Hamd ve şükür Allahü tealaya mahsustur, bütün nimetler O'ndandır. Elhamdülillah demek şükürlerin en başı muhakkak ki en hayırlısı... Vakıa Suresi Duası Vakıa Suresi Duası, 96 ayetten meydana gelen ve Kuranın 56. suresi olan Vakıa Suresi Duası Mekke'de indirilmiş olan bir duadır. Adını bu duanın ilk ay... Dua etmek bir sığınma mı yoksa teslimiyet mi? 0 kişi takip ediyor. Paylaş 35 Umut Facebookta Paylaş Twitterda Paylaş Linki kopyala dua etmek eylemli olmaktır sizin dediğiniz niyazdır Allahım şu ihtiyaç sahibine yardım et demek niyaz, htiyaç sahibine yardım edip elinden tutmak duadır yani aslında dua kuru bir söz değildir Meryem Nurata 4 yıl tüm müslüman alemi niyaz i o zaman Bayram Kolcak 4 yıl evet Müslümanların duayla işi olmaz niyaz i kolay gelir Meryem Nurata 4 yıl Ben mi Nuray Namleci 4 yıl Caresizlige care işte Hülya Gülatar 4 yıl Siginma. Seytandan seytanlasmis insandan, belanin görunen ve görunmeyeninden rabbime siginirim, siginisimda teslimiyetde var. Aklinizin bahtinizi, kaderinizi degistiremedigi yerler vardir orda goruyorsunuzki sizin gucunuzden cok daha ustun bir guc var ve o gucun sahibi yaraticimizdir iste ona siginirim ve teslim olurum. Facebookta Paylaş Twitterda Paylaş Linki kopyala Hüseyin deren beyefendi münakaşa etmek istemiyorum. Sadece farkındalığınızın bu yaşa gelmenize rağmen hiç gelişmediğini düşünüyorum. Siz de tüm insanlar gibi çok aciz ve güçsüzsünüz bunun farkına varın ve kabullenin. Facebookta Paylaş Twitterda Paylaş Linki kopyala Murat Doğasal işlerlikleri, yapay tepkisel alışkanlıklarla inanma bağlamaya çalışmak, kimseye bir şey getirmez ama “gerçeklere bakış açısını” yamultur! Bununda kimseye orta ve uzun erimde yararı olmaz! Candan Özkonak 4 yıl Candan Özkonak sayın candan bey Abim yanlış anlamayın ama ben lise mezunu kırsalda oturan bir esnafım. Beni yanlış anlamayın ama yazınız biraz üst perdeden yani Okumuş insanların anlayacağı terimsel sözcükler. Anladığım kadarıyla siz Tanrı ya inanmayı sonradan edinilen bir Özellik olarak görüyorsunuz ve bunu doğasal Özellik olarak görürsek bakış açımız değişir diyorsunuz ve böyle olursa da uzun zaman diliminde de toplumsal zararları olur yada faydası olmaz mı demek istediniz Murat Kizilirmak 4 yıl Murat Önce benim yazılımda kullandığım terimler için özür dilerim. Yorumumdaki amaç, sizinde “kısmen” doğru yinelediğiniz gibi, “inancın” doğal değil, sonradan edinilen ve kanıtlanması işlerliği yinelenebilinememesindende dolayı olasız bir sanı sayılması gerekliliği, ve de bu bağlamda doğasallığa oranla “yapay”’lığı açık, değil mi? Alt paydaları uyuşmayanları örneğin 5/9 ile 1/4’ün toplamsal bir sonuca ulaştırılması ancak o “kesirlerden” birinin diğeri düzeyine çıkarılması ya da indirilmesi ile olası. Doğa ile dini =inancı bir kaba sığdırmak demek, ya doğayı, yada dini çarpıtmakla olacağına göre, buda insanların her alanda durmaksızın yanılıp, yanlış sonuçlara varmasını bu günlerdede her alanda yaşıyoruz! Bu oluşumum insanlara kalıcı bir yarar sağlayıp, sağlamadığını varın siz saptayın! Candan Özkonak 4 yıl Candan Özkonak neden insanlar din ile doğa yı aynı kaba sığdırmaya çalışsın ki bence en büyük yanılgı bu bana göre en büyük katliamlar haksızlıklar din adına yapılıyor acı çektiren cennete gideceğine inanıyor acı çeken kurtulmak için dua ediyor. Zenginlerin eline geçen din fakir insanlara bulunduğu duruma şükür edip dua etmesini tavsiye ediyor dua edersen cennete gidersin diyorlar işte sorun burada dinin vicdanlar da yaşamaması insanların ırkını ve dinini diğer insanlardan üstün görmesi ben inanıyorum Tanrı’ya bana göre bütün dinlerin istediği sınıfsal farklılık ortadan kalkmalı daha hümanist olunmalı ve herkesin öleceği ve öldüğünde hiçbirşey götüremeyeceği öğretilmeli o zaman insanlar dua etmeyi bırakır Murat Kizilirmak 4 yıl Murat Gerçekte yorumunuzun ilk tümcesi dışında yarısı benimde söylediğimin, başka sözcüklerle vurgulanan onayı! İlk tümcede oluşturduğunuz soruyu ben vurgulamadım. Ama bu bu günün bir gerçeği! Doğaya din gözlüğünden bakmak bu gün Türkiye’de çimentolaşan bir yaşam türü oluşuyor. Bu gerçeği yadsımak, nefes aldığımız havanın yokluğunu öne sürmekle eş anlamlı olmazmı? Tanrı ve din bakışı, insanların oluşturduğu ve inananın inandığı ile kendi arasında olması gerekli bir konum. Bir toplumda inananlar ve inanmayanların olması, o toplum işlerliğinin her iki öğesindende eşit uzaklıkta durması ya da yakınlıkta algılaması ile olasıdır! Bazı bireylerin inanca gereksinmeleride yadsınamaz bir gerçek! Yakarının duanın inanmayanlar açısından en ufak bir değeri yok! Toplumun her iki kesimininde bir birlerine kendi görüşlerini, doğrudan ya da dolaylı baskı ile onaylattırmağı, denemesi, değil tasarlaması, yaşama gerçirmeğe çalışmasını aklına bile getirmemesi, barış ve esenlik için bu yaşamın “olmazsa olmazıdır’”! Bu yola girmeyenin gitti ve de gideceği yol “pek kanlıdır”! Candan Özkonak 4 yıl

dua sığınmak iletişim yönelmek dilemek yalvarmak ile ilgili paragraf